Hayatını, başkasının yanlışıyla doğrulamaya çalışanın, ne hayatında huzur olur, ne de doğrusu itibar görür.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Beyin özü sözü doğru ve tabiatı güzide olmalıdır. Bey doğru sözlü olmalı, tavır ve hareketleri itimat telkin etmelidir ki, halk ona inansın ve huzur içinde yaşasın.
Hayatta gerçekten doğru yapmak zorunda olduğun çok az şey var. Yeter ki bir çok şeyi yanlış yapma.
Eğriliğiyle taninan bir kimse, önüne gelene eğri olduğunu söylemeye kalkıştı mı bilgelik sayilan doğru sözlülük şimdi bir delilik sayılır.
Durmuş saatlerin bir meziyeti, hiç değilse günde iki defa doğru saati göstermesidir. Ayarsız saat, bunu bile beceremez.
Milyonlarca insanın aynı kötülükleri paylaşması o kötülükleri erdeme dönüştürmez; aynı hataları yapmaları, o hataları doğru kılmaz.
Şimdi buna inanıp hatalar yapacaksın, sonra bir başka şeye. İnanç bile günde yalnızca iki kere doğruyu gösterir olmuş.
İnsanların düşünceleri çoğunlukla kendilerini huzurlu kılacak tarzda kurulmuştur. Çoğu insan için doğruluk ikincil bir öneme sahiptir.
Ey, Oğul! Sen ki mustakbel bir babasın, hakim ahkâmın etlerini kılçıklarından ayırmasını öğrenmelisin. Mal, mülk, kılık kıyafet, itibar, sempoziyumlar, paneller göz kamaştırır. Sıkılmış yumruklar, keskin bakışlar, konserler, mitingler gönül çeler. Pop zihniyetin doğru saydığını nihai hedeftir diye belleme. Şaşaalı kabullerin kendi gerçeklerini karartmasına izin verme. Akranlarının aklına ille de uyma. Genelde kabul gören ahkâma saygılı bir mesafede dur. Haktan ayrılma, gerçeklerden kopma ki, hakikat sulpunun yolunu bulabilsin.
Kendinize güveniniz. Yolunuza güveniniz. Çünkü şimdi tarihimizin yolumuzun en güvenli dönemindeyiz. Bu otuz yıllık savaşta ateşin çemberinden saflaşarak geliyoruz. Saflaştık; kamyonları, fadimeleri çatlatan bir saflıktır. Bu çatlaktan fışkıran ise sadece doğruluğumuz ve savaşımızın haklılığıdır. Yoldaşlarımız, bütün çatlaklardan fışkıran gerçekler, sadece ve sadece, bizlerin, doğruluğunu kanıtlamaktadırlar.
Sonra bilimsel bir hızar makinesının başına geçtim, hızar fabrikası da denebilir, öyle düşünüyordum, tutarsız, kaba olanları, kesip atıyordum. Önce durdurmak üzere hücuma geçtiler ve sonra sustular; ancak, hızarların kütükleri keserken iç yakan bir sesi vardır, hep duydum.
Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur. Boyunduruğumu taşımak kolay, yüküm hafiftir.
Sahte tüfeği kafama dayamış, korkmamı bekliyorsun... Düşüncemin geldiği yere git; kendine yer kap!... Burası benim ilim yerim, kendimle ilgili sorunum varsa, bırak doktorum olan ben uğraşayım. Şeytan yoluna girişleri annem keserdi, giremezdim. Babam için cennet gerekli, ben hep bunu bildim. İçimdeki ateşle oynamaktan yanıyor içim ve bir gün memleketten 750 km ileri gittim. Yarın için bir defans taktiği bulmalıyım. Çok kişiyi öldürdüm, cesetlerinde parmak izim yoktu. Soğukluk içimi ürpertti, damar kanım dondu. Bu yeniden başlamasından korktuğum kaçıncı sondu? Canım yandığında birkaç hafta bağırdım... Fırçayı elime aldığımda, ilkin anılarımı boyarım. Gelecek adına hiçbir hayâli resme dökemez parmaklarım. İçimde iyiliklerimin dedikodusunu yapan şeytanlarım... Zaman akıp gittikçe, gözlerim daha çok doluyor. Vakit gider, gelmez; işte bu canımı çok sıkıyor. Hata ve yanlışlarım çırılçıplak, o kadar utanç verici ki!.. Benim böyle olmamam gerekirdi.
Her şeyin bir fiyatı vardır. Size huzur verdim diyenler, bizden ne aldıklarını da söylesinler.
Bugün artık bu topraklarda savaş yok. Bu topraklar huzurun, güvenin ve barışın toprakları olmuştur. Tarihi Alan Başkanlığı olarak Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale destanının yazıldığı bu topraklarda ecdadımızdan bize yadigar kalan ne varsa restore edip, ayağa kaldırıp ziyarete açmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.