Güven içinde yaşarsınız Ilık evlerinizde, Bulursunuz, akşam döndüğünüzde, Sıcak aş ve dost yüzler: Düşünün bu da bir insan mıdır Çamurlarda çalışır Barış nedir bilmez Savaşır bir dilim ekmek için Kal de kalır öl de ölür. Düşünün bu da bir kadın mıdır, Ne saçı var ne adı Hiçbir şey anımsayacak gücü yok, Gözleri bomboş ve kucağı buz kesmiş Bir kış kurbağası gibi. İyice kafa yorun bu konuda: Size söylüyorum bu sözleri. Çıkarmayın onları kalbinizden Yuvanızda, sokakta, Yatarken kalkarken; Yineleyin onları çocuklarınıza, Yoksa yıkılsın eviniz başınıza, Hastalıklar sakat bıraksın, Dilerim çocuklarınız bakmaz bir daha yüzünüze.

Benzer Sözler

Kamplarda yaşayan bizler gerçek tanıklar değiliz. Bu rahatsız edici düşünceyi, zamanla, ben de dahil hayatta kalanların yazdıklarını okuyarak, kendi yazdıklarımı yıllar sonra yeniden okuduğumda, benimsedim. Bizler, yani hayatta kalanlar, sadece küçük değil, aynı zamanda kuraldışı bir azınlığız. Bizler yalan, beceri ya da şans sayesinde asla dibe vurmamış olanlarız.

Cehennem, geleceği hayalin ve geçmişi hatırlamanın olmadığı, şimdiden saklanacak hiçbir kuytunun kalmadığı yerdir. Tek zamanlı bir hayat. Acıyı unutturacak hiçbir şeye izin verilmeyen bir yer. Hepsi de burada ve şimdide. Kaçacak bir yer yok. Kimse hatırlamıyor, kimse hayal kurmuyor.

Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın; unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anıların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum; sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.

Liste
Yükleniyor…