Guru'nun sözü, bozulup telef olması mümkün olmayan bir tohumdur. Kuşkusuz, Guru'nun, bedenin ve zihnin ötesinde, bilincin ötesinde, zaman ve uzayın, dualitenin ve birliğin ötesinde, anlayışın ve tarifin ötesinde gerçek bir Guru olması gerekir. Birçok şey okumuş, söyleyecek birçok şeyi olan iyi insanlar size birçok yararlı şey öğretebilirler. Fakat onlar, sözleri şaşmaz şekilde doğru çıkan gerçek Gurular değildirler....Gerçek Guru sizi asla aşağılamayacağı gibi, sizi kendinize karşı yabancılaştırmayacak, kendinizden soğutmayacaktır. O sizi, sizin içte yatan mükemmelliğiniz gerçeğine tekrar tekrar geri döndürecek ve içinizi aramanız için cesaretlendirecektir. Fakat kendince Guruluk iddiasında olan kimse, öğrencilerinden çok kendisiyle meşguldür.

Benzer Sözler

Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır. Sapere Aude! [Bilmeye Cüret Et! e.n.] "Aklını kendin kullanmak cesaretini göster!" sözü şimdi Aydınlanmanın parolası olmaktadır.

Kör köre kılavuzluk edebilir mi? İkisi de çukura düşmez mi? Öğrenci öğretmeninden üstün değildir, ama eğitimini tamamlayan her öğrenci öğretmeni gibi olacaktır. Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin? Kendi gözündeki merteği görmezken, kardeşine nasıl, ‘Kardeş, izin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.

Hiç kimse yeni giysiden bir parça yırtıp eski giysiyi yamamaz. Yoksa hem yeni giysi yırtılır, hem de o giysiden koparılan yama eskisine uymaz. Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa yeni şarap tulumları patlatır; hem şarap dökülür, hem de tulumlar mahvolur. Yeni şarabı yeni tulumlara doldurmak gerek. Üstelik hiç kimse eski şarabı içtikten sonra yenisini istemez. ‘Eskisi güzel’ der.

Liste
Yükleniyor…