Geri kalmış ülkelerin durumuna bakıldığında insanlarının çoğunluğu köylerde yaşadığı halde geri teknoloji dolayısıyla ürün üretimi verimli değildir ve insanları da fakirdir, gelir dağılımı da adil değil hatta az sayıdaki zenginle fakir arasındaki gelir farkı çok fazladır.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Biz komünistler, bir süreliğine kapitalistlerin yanında yer almalıyız. Onların tarımına ve teknolojisine ihtiyacımız var.
Rahipler, krallar, ağır çalışma koşulları, cinsel eşitsizlik ve savaş, tarımın doğrudan özgül sonuçlarından sadece bir kaçıdır.
Bünyesine girmek istediğimiz dünya (Avrupa Birliği) eğitimde geridir, gerilemekte değil, geridir.
Hangi Müslüman ülkesine baksan; fakirlik, kaos, işkence, zulüm, kin, nefret ve cahillik almış başını gidiyor. Ve liderleri de saraylarda yaşıyor..
Fikir, sanat, eğitim, sanayi, tarım, adalet. Her konuda müthiş bir sefalet içindeyiz. Elimizde duble yollar, AVM'ler ve lüks rezidanslardan başka bir şey kalmadı..!
Bana öyle geliyor ki, fakir olduğunu bilen, bunu da söyleyen bir insanda, özel bir duygu, böbürlenme gibi bir şey vardır.
En yoksul halklar en zengin yöneticilerin emrindedirler. Geri kalmış ülkelerde köylü ilkel sabanı, ağa Cadillac'ı sürer. En lüks Avrupa mallarını tüketenlerle asker postalını ömür boyu giyenler aynı toplumun insanlarıdır. Kurtuluşları topraktan ayrılmalarına bağlı kişiler, bir avuç toprak için birbirlerini öldürürler. Ve daha bir yığın tutarsızlık
Sakarya, birçok açıdan avantajlı bir il. Ulaşım arterleri üzerinde, büyük merkezlere yakın ama coğrafyası itibariyle belki milyonlarca yıldır Sakarya ırmağının aktığı bir coğrafya. Son derece verimli ve kaliteli tarım alanları var. İklimi de Hollanda ayarında yağış alıyor. Dolayısıyla burada tarım son derece kaliteli ve güzel ürün veriyor. Senede 3 ürün almak mümkün. İstanbul'un sebze, meyve deposu gibi. Hem Geyve hem Pamukova başta olmak üzere, diğer ilçelerimiz de... Fidan üretiminde de Türkiye'de bir numara. İhracat yapmaya başladık. Tarımsal ürünler, hayvancılık bu anlamda Sakarya açısından son derece önemli. Her çeşit makine sanayi var. İlaç endüstrisi bile burada mevcut. Sanayi anlamında da burada işçi bulmakta zorlanılıyor. Kalifiye işçi, sıradan işçi bulmak da zor. İşsizlik sorunu hemen hemen hiç yok. Sadece iş beğenmeme sorunu var birazcık. O bakımdan Sakarya'da işsizlik sorunu yok.
Bugün dünyanın her yanında bunalım; eşitsizlikten, adaletsizlikten ve sömürüden üremektedir. Çağdaş insan bu gerçeği bildiği için yeryüzünün bunalımına şaşmaz; tersine bugün dünyada bunalım olmasaydı mutluluğumuz derinleşir; umutsuzluğumuz yoğunlaşırdı. Oysa ilerici insanın umudu gerçekçilikten kaynaklanmakta, savaşımına güç vermekte, mutluluğunun gerekçesini yaratmaktadır.
Duyguları ucundan tutan teknoloji insanlarının, bu hayatın her zerresine yayılmış kuru görüntüler ve baştan savmalık içinde aşk yaşamaları mümkün değil. O nedenle bazı özel kişilikler dışında gençlerin ‘aşk’ diye yaşadıkları bir şuursuzluk hali.
İnsanlık olarak, büyük uğraşlar sonucu ulaşıp “tarihin sonu” ilân ettiğimiz bu derin ahlâksızlık çağında en şahane pozisyon sanırım liberal olmak. Hangi koşullarda, hangi temel dertle ortaya çıktığından bütünüyle soyutlanmış bir liberalizm, global ve demokratik bir dünya tasavvurunun temel taşları olabilecek değerleri mermi haline getiriyor, eşitsizlik ve adaletsizlikleri gidermek için eğri doğru bir şeyler yapmak isteyenlere ateş açıyor. Daha vahimi, kendi de açmıyor. Liberal, “bakın, bunlardan da bir tüfek imal edilebilir” diyerek malzemeyi ve krokileri temin ediyor, eli tetiğe alışık birileri de tüfeği yapıp hedeflere doğrultuyor.
Araplar fakirliğin terörü değil, terörün fakirliği doğurduğunu anlamaya başladılar. Onlar kendi hatalarının kurbanlarıdır.
Teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak bu suçlardan elde ettikleri kara paraları yasal alanlara yatırım yapmak suretiyle aklayarak siyasal ve ekonomik güç kazanmaya çalışmaktadırlar.
Uçaklar ve radyo bizi yakınlaştırıyor. Bu icatlar insanlığın erdemlerini etkileyecek ve insanlar arasındaki kardeşliği ve birliği geçekleştirebilecek. Şu anda bile sesim milyonlarca insana, milyonlarca umutsuz erkek, kadın ve çocuğa erişiyor. Sistemin kurbanlarına ve işkence çeken kişilere ve hapisteki masum insanlara. Beni duyanlara şunu söyleyeceğim, umutsuzluğa kapılmayın. Umutsuzluk şu an üzerimizde ama bunu da atlatacağız. İnsanlığın ilerlemesinden korkanlar ezilip gidecekler. İnsanlığın nefreti geçecek, diktatörler ölecek ve onların insanlardan aldığı güç insanlara geri dönecektir. Son insan ölene kadar özgürlük asla yok olmayacaktır.
Ülkeler bakkal dükkânı gibi batmaz! Ülkeler züccaciye dükkânı gibi kapısına “zararına satışlar“ yazmaz! Ama halkları fakirleşir, orta direk çöker, alım gücü düşer. Bunların olması, ülkelerin batmasına eşdeğerdir.