Benzer Sözler

Herhangi bir alanda “ İnsan ” faktörünü değerlendirebilmek için, öncelikle insanın ne olduğunu, nasıl tanımlanabileceğini kabaca da olsa anlamamız gerekir. Sürekli değişim ve gelişim içinde bulunan, yapıcı - yıkıcı ve yaratıcı - yok edici özellikleri, biyolojik ve kültürel ögeleri, her bireyinde kendine özgülük nitelikleri ile insan , yapısı itibarıyla oldukça karmaşıktır.

Nietzsche, ilerleme’ye ve dolayısıyla insan’a inanmıyor. Tekellerin egemenlik kurmaya başladığı bir dönemde yaşıyor; tekellerin bireyleri sürüye çevirmeye başladığını görüyor. Bu görgü ve hastalıklı bir yapıyla, tekellere cephe almak yerine sürüye dönüşen kütlelere cephe almaya kalkıyor, sıradan insandan tiksinmeye başlıyor.

Şunu unutmamak gerekir ki, yaşamda çoğu zaman bir durumun, bir olayın, bir eylemin karşısında değil, bir insanın karşısında bulunuruz. Ve önemli olan da bunu bilmektir.

Modern insan, neredeyse on binlerce yıl önce sahneye çıktığı andan itibaren, kadınlardan doğan, büyüyen ve yaşlanan, sonunda hareket etmeyi ve nefes alıp vermeyi kesen ve en sonunda da cansız kemiğe dönüşen fiziksel bir bedenden fazlası olduğuna dair bulanık bir kavrayış taşımış görünmektedir.

İnsanın kendisinin ne olduğunu, onun başka varlık alanlarıyla olan bağlarını; insanla birlikte varlık dünyasına katılan anlam boyutlarıyla yeni varlık sferlerinin ne olduğunu ve bunlarla insan arasındaki ilişki vb. gibi problemlerle insanın kosmostaki yeri problemini incelemeye, anlamaya yine hiçbir bilim girişmemektedir. Doğal varlık ve tarihsel varlık alanında olduğu gibi, burada da bu problemleri incelemek felsefenin bir işidir. Biz bu problemleri inceleyen felsefe dalına “insan felsefesi”, “felsefi antropoloji”, ya da aynı anlama gelmek koşuluyla “insan ontolojisi” adını veriyoruz.

Liste
Yükleniyor…