Çok az insan hayal ettiğini yaşar. Çok azı söylediklerini yapar. Yazar, yazdığı kahraman değildir. Balzac olmayan her şey Balzac’ın kitaplarındadır...
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Gerek hikâye ettiğim vak'a, gerek tasvir ettiğim eşhas tamamıyla muhayyeldirler. Eğer bunlar bazı kimselere hakikatte vaki ve mevcut gibi görünüyorlarsa, bunu bir romancı sıfatıyla kendim için bir muvaffakiyet telakki ederim. Zira herhangi bir romancının ilk endişesi yarattığı tiplere kuvvetli bir hakikat çeşnisi verebilmektir.
İşte, çalışmalarımıza yön verecek olan duygular bunlardır ve okuyuculardan, bu unsurları göz önünde bulundurarak, yarattığımız karakterlerin ağzından dökülecek yanlış sözler ve gerçeğe duyduğumuz aşk nedeniyle göz önüne serme zorunluluğu duyumsadığımız, biraz fazla rahatsız edici durumlar için hoşgörü istiyoruz.
Bir hayal, tek başına kurulduğu vakit sadece bir hayaldir. Birlikte kurulduğu vakit bir gerçekliktir.
İnsanlar ancak hayalleriyle yaşar ve biraz yaşamaya başlayınca tüm hayallerini kaybederler...
Gençleri bırakınız dünyayı hayal ettikleri gibi görsünler, büyüyünce nasıl olsa olduğu gibi göreceklerdir.
Acı duymak gülmekten iyidir, zira acı insanın yüreğini arıtır. İnsanları diri diri gömercesine kilitleyip çevrelerinde duvarlar örenin ne olduğu bilinmez ama yine de bir takım duvarların, tel örgülerin, demir parmaklıkların varlığı hissedilir. Bütün bunlar bir kuruntu, bir hayal midir? Sanmıyorum.
Bir yazarın edebi gücü, bebekliğindeki fantastik materyali hafızaya kaydetme ve ileride geri çağırma yeteneğinden gelir.
Beni hayal değil, hayat alakadar ediyor. Çünkü hayat ve hakikat en güzel rüyadan, en parlak hayalden çok daha zengin, çok daha cazip.
Yazarlar; meteorlar, gezegenler ve sabit yıldızlar olarak sınıflandırılabilirler. Bir meteor bir an için çarpıcı bir etki yapar. Yukarıya bakar ve "Orada” diyerek bağırırsın ve ardından sonsuza dek görmezden gelirsin. Gezegenler ve gezgin yıldızlar daha uzun bir süre kalırlar. Genellikle sabit yıldızların ışığını yansıtırlar ve daha önceden tecrübe edilmemiş halleriyle hayrete düşürürler; ama bu sadece yakın olmalarındandır ve bulundukları yerdeki verimlilikleri çok uzun süreden beri devam etmekte değildir; hayır, verdikleri ışık sadece yansıtmaktadırlar ve etki alanları sadece yörüngeleri ve çağdaşları arasındadır. Etkileri bir değişiklik ve bir hareket için ve ancak birkaç yıl anlatılacak bir dönem içindir. Sabit yıldızlar gökyüzündeki yerlerini sürekli olarak güvenle koruyanlardır; kendilerinden olan bir ışıkla parıldar, etkilerini bugün de dün olduğu gibi sürdürürler, genellikle çok yıllar öncesinden bu yana bu yeryüzündekilerce ışıkları görülebilmektedir.
Yaşamın sonuna doğru durum tıpkı maskelerin çıkartıldığı bir maskeli balonun sonuna doğru olan bitene benzer, insan, yaşamı süresince temas halinde olduğu kişilerin aslında kim olduklarını görür şimdi. Çünkü karakterler gün ışığına çıkmış, eylemler meyvelerini vermiş, başarılar hak ettikleri değerlere kavuşmuş, bütün yanıltıcı imgeler de parçalanmıştır. Yani bütün bunlar için zaman gerekliydi.
Yazarda gözyaşı yoksa, okuyucuda da gözyaşı olmaz. Yazarda sürpriz yoksa, okuyucuda da sürpriz olmayacaktır.
İyi yazarlar genellikle hayatın gerçeklerine dokunurlardı. Bu bakımdan kitaplardan neden bu kadar nefret edildiğini, korkulduğunu anlıyor musunuz? Hayatın gerçek yönlerini veriyorlar.