Hepimiz olağanüstü hayal gücü, zeka, duygu, sezgi, maneviyat ve fiziksel ve duyusal farkındalık güçleri ile doğarız. Çoğunlukla, bu güçlerin yalnızca bir kısmını kullanıyoruz ve bazılarını hiç kullanmıyoruz.

İnsanlar henüz internetin ne kadar güçlü etkiler yaratacağının farkında değiller ve o yüzden bugün hala bu büyük yoldaki 1.gündür.

Soyluluk, insanın nereden geldiğine değil, insanın nereye doğru gittiğine bağlıdır.

İnsanı kendine ve topluma yabancılaşmaktan alıkoyacak, içerisinde gömülü bulunduğu hâlden çıkartacak olan tarih bilincidir.

Kendinizden daha yüce olan bir tanrı yoktur.

İnsanın, zihni ve tutkuları eğer o büyük engel olmasa bir kartal misali uçmasını sağlayabilirdi.

Gelecek nasıl gelecek? Gelecek patır patır bağırıyor nasıl geleceğini.

Her şeyin geleceği var!

Gelecek Peşinizde!

Bir insanı bulunduğu mevkiyle değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmek gerekir.

İnsan geleceği için o kadar endişelidir ki şu anın keyfini çıkaramaz; sonuçta gelecekte de şimdide de yaşamaz. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar ve gerçekte hiç yaşamamış olarak ölür.

Beyninin yapısını düşününce, insanın yeryüzünde yaptıkları az gelir.

İnsan kendisini sessizce kaybeder. Kaybettiği başka her şeyi fark eder kendini kaybettiğini anlayamaz.

Birçok kudretli şeyler vardır, fakat hiçbiri insan kadar kudretli değildir.

Bir ara insanları anladığımı sandım, sonra sandığımı anladım.

İnsanın bildiği arttıkça, bilgisizliği azalmaz.

Geçmişi unutan, şimdiyi ihmal eden, gelecekten korkan insanların ömrü çok daha kısa, çok daha karışıktır. Son anlarını yaşarken zavallılar çok geç farkına varırlar ki zamanı bir hiç uğruna didinip geçirmişlerdir.

Yurdumuzun insanları çok zeki...Topraklar altında kalmış pırlanta madeni gibi.

Hayatımın ilk dersi; kimse sürekli açık gözlerle dünyaya tahammül edemez.

Bilim kurgu sadece oradaki dünyayı düşünmekle kalmıyor. Aynı zamanda dünyanın nasıl olabileceğini düşünüyor.