Bir millet insan hakları için giriştiği mücadelede mağlup olmuşsa kader onu terazisinde tartmış, bu dünyada var olma saadetine erişemeyecek kadar hafif bulmuştur. Çünkü varlığını sonsuza kadar sürdürmek için mücadeleye hazır olmayan veya buna gücü yetmeyen bir millet Tanrı tarafından ebediyen yok olmaya mahkûm edilmiştir. Çünkü bu dünya korkak milletler için değildir. Varlığı çeşitli entrikalarla tehdit edilen milletler eğer millî kimliklerini her şeye rağmen koruyabilmiş ve cesaretlerini kaybetmemişlerse, tarihin her sahnesinde adlarından söz ettireceklerdir.
- Henüz kategori yok.
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
-
Kanal D Canlı Yayın ve Arka Sokaklar Son Bölüm İzleme …08.11.2025
-
Sunderland, Arsenal'in Gol Yememe Serisini Sonlandırdı…08.11.2025
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Şu an yaşadığımız tarih, bizim yaptığımız veya icat ettiğimiz bir tarih değil. Batılıların yaptıkları ve icat ettikleri bir tarihi biz de yaşamak için çırpınıp duruyoruz. Tarihimizi (=geçmişimizi ve geleceğimizi), kaderimizi, kendi ellerimize almayı başaramadığımız sürece kendimiz olarak varolabileceğimizi elbette ki söyleyemeyiz.
İnsan kendi hapishanesinde tutuklu bir varlıktır ve bu tutukluluğunu her yere beraberinde taşır. Kaçamaması bu yüzdendir işte.
Nasıl geldim ben bu dünyaya? Neden bana danışılmadı? Madem katılmaya zorlandım, nerede şu yaşamın yöneticisi? Kendisiyle görüşmek istiyorum!
Şu dünyaya bir kez adımınızı attınız mı, ölmek için yeterince yaşlısınız demektir.
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu. Katlanmak mı iyi zalim kaderin oklarına, yumruklarına, yoksa çılgın denizlere karşı gelip bir son vermek mi? Ölmek uyumak hepsi bu kadar, yalnızca uyumakla bitebilir bütün acıları yüreğin ve çektiği bütün kahırları bedenin...
Kendini seçemiyorsun, bırakıp kaçamıyorsun. Yazmadığın bir hikâyede, uzun ya da kısa vadede az biraz keşfediyorsun.
Çocukken meltem rüzgârı ve Latin müziği eşliğinde bir hamağın üzerinde ağızlıkla soğuk bir içecek içmeyi hayal ederdim fakat meltem rüzgârlarını hayal ederken hayat bize devamlı fırtına gibi esti. Ben de bütün hayallerimi kasırgaya, fırtınaya göre ayarladım.
Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihai olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve özenle devam ederiz, tıpkı sonunda patlayacağından emin olsak da, olabildiğince uzun ve büyük bir sabun köpüğü üflememiz gibi.
Bir gün yetmiyor mu bu size, bir gün dilsiz oldu, bir gün ben kör oldum, bir gün sağır olacağız, bir gün doğduk, bir gün öleceğiz, aynı gün, aynı an, yetmiyor mu bu size?
Hakim olmama izin vermediği bir tercihin sonucunda beni cezalandırıyor. Beni sırf cezalandırmanın zevkine varabilmek için yaratmış gibi gözüküyor.
Ben yaşamın karşısında ölü olmaktansa, ölümün karşısında yaşamayı tercih ederim.