Bir insan düşünün, baş var, uzuvları var. Vatandaşa en yakın duran, vatandaşın her türlü sorunuyla derdiyle dertlenen birimler, mahalli idareler, yerel yönetimlerdir.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bugüne kadar devletten korkmadan yaşadığınız bir gün, bir saat olmuş mudur? İnsan kendi devletinden korkar mı? Ama 90 yıldır devlet bizi korkutmuş. Devletin en küçük memuru bile, korkutmak üzere inşa edilmiş bir sistem üzerinde duruyor. Bu devlet adil, insan onurunu büyütmek için kurgulanmış bir devlet değil, her dakikamız bu devletten azar işitmek, fırça yemek, ceza yemekle geçiyor. Devlet bunun için kurulmuş bir mekanizma değil ki. Devlet insanın kuludur, kölesidir, hizmetkârıdır. Devlet vatandaşından korkmalı. Vatandaşından, halkından korkmayan devlet otoriter, totaliter, diktatör devlettir, asla demokratik devlet olamaz.
Benim fakirim onurludur, gururludur. Senin kapına gelmesini beklemeyeceksin. İcabında, sayın valim, sayın kaymakamım atlayacaksın kamyonun şoför mahalline, gerekirse sen gideceksin. Kapıyı çalacaksın, kömürü sen vereceksin, sobayı sen vereceksin. Ya bunu yaptığın gün bu Türkiye ne olur biliyor musun? Uçar uçar.. Bu noktaya gelir.
Okula gideceksem, yaşamıyorum. Askere alacaklarsa, yaşıyorum. Nüfus kağıdı istersem, yaşamıyorum. Vergi alacaklarsa, yaşıyorum. İş ararsam, yaşamıyorum. Ceza keseceklerse, yaşıyorum.
Her devletin vatandaşlarının gerektiğinde devletleri için canlarını vermeye zorlayan sloganları vardır.
Ben her zaman devletimin yanındayım, devletimin ve bayrağımın dibine kadar hizmetkarıyım.
Ülkenize en iyi hizmeti burada yapabilirsiniz. Bilimsel çalışacaksınız. Bu iş zannettiğiniz gibi kovboyluk değildir.
Geleceğin başbakanı bir kahyadan başka bir şey sayılmayacak, ticaret bakanı büyük vekilharç, ulaştırma bakanı da arabacıbaşı olacak; hepsi baş hizmet ediciler, başka bir şey değil, hizmet ediciler.
Vatandaş devletin kendisini korumasını istiyor, koruyamayınca kendisini koruyacağını düşündüğü şeylere yöneliyor.
Seçim bir siyasi faaliyet değildir. Seçim aday olduğunuz işle ilgili vatandaşlara ne yapacaksınız, niye aday oldunuz bunu anlatmaktır.
Hepiniz bu memleketin işini yapıyorsunuz. Hepinizin amacı ülkenin derdine derman olmak, yarasına merhem olmak.
Otuz üç sene millet ve devletim için, memleketimin selâmeti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhâkeme edecek de Rasûlullah’tır. Bu memleketi nasıl buldumsa öylece teslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Cenab-ı Hakk’ın takdirine bırakıyorum Ne çare ki düşmanlarım, bütün hizmetime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak da oldular.
Devletin tekelleştiği ve tekellerin devlet olduğu bir düzene, jenerik olarak, feodalite demek durumundayız. Feodalite mi, parsellenmiş devlet biçimidir. Önümüzde kapitalizm yerine böyle bir model var.
Tekelli düzende devletin tekellerin olduğunu söylemek, gerçeğin binde birini anlatmak demek oluyor. Tekelli düzende devlet tekellerle gerçekleşiyor.