Bilinç kendi başına bir şey değildir, bilinç bir şeyin bilincidir.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bizim başkası için ne olduğumuzun yeri yabancıların bilincidir. Bu ise bizim için kesinlikle doğrudan doğruya değil ancak dolaylı olarak yani ötekilerin bize karşı davranışını belirlediği ölçüde var olan bir şeydir.
Öznenin algıladıkları, kendi psişik durumlarındaki değişimin ta kendisidir. Başka bir şey değil.
Eğer ölü bir insanın içinden dışarı baksaydın yine de görebilirdin, ama göz kaslarını çalıştıramadığın için odaklayamazdın. Başını veya göz kürelerini çeviremezdin. Bütün yapabileceğin, görüş alanından bir şey geçene kadar beklemek olurdu. Donup kalırdın. Devamlı beklerdin. Berbat bir sahne olurdu.
Zeki bir insan, sadece doğru akıl yürüten değil, zihni nesnel içerikleri algılamaya açık, onların özsel yapılarından etkilenebilen ve bunu sözle ifade edebilen insan demektir.
Beynimiz, hazır, bitmiş bir şekilde gökten düşmedi. Bakınca anlaşılıyor bu. Beynimiz yaklaşık bir milyon yıl önce, yavaş yavaş kendi varlığının bilincine varmaya başlarken, en azından 1 milyar yaşındaydı. Öznenin yaşantısında ilk kez dünyanın bir tür izdüşümü, bir tür kopyası ya da imgesi ortaya çıktığında, bu imgenin neye benzeyeceği konusundaki kararlar evrimce çoktan alınmıştı... Her halükârda bunlar biyolojik kararlardı...
Zaman, yalnızca ebedi süre boyunca seyahat ederken bilinç durumlarımızın ardışıklığı tarafından üretilen bir yanılsamadır.
Evrendeki her şey, tüm krallıkları boyunca bilinçlidir: yani, kendi türünde ve kendi algı düzleminde bir bilince sahiptir.
Farkında olmak için uğraştığımız şeyler ile gerçekten farkında olduğumuz şeyler arasında derin bir uçurum var.
İnsanlar bir şeyleri önce fark etmeden hissederler, sonra iç sıkıntı ve rahatsızlıkla fark ederler ve nihayet berrak bir zihinle düşünürler.
Sessizlik derindir. Peki derinliğin kökü nerede?Gözlerimi kapatıp açtığımı duyuyorum.
Gördüğümüz kişisel deneyimdir. Gerçek denen kavram, biz deneyimlediğimiz için vardır. Onu, görerek, koklayarak, duyarak ya da hissederek yaratan biziz. Biz yoksak, gerçek de yoktur. Dolayısıyla düşünce gücüyle gerçeği değiştirebiliriz.
Düşünce her an değişir, hissedilir biçimde süreklidir ve kendinden bağımsız nesnelere değiniyor gibidir.
Bilinç, denizin içinde taşıdığı maddeleri bıraktığı boş bir kumsal gibi, istenilen her şeyin kendisine bırakıldığı bir yer, istenilen şeyin doldurulabileceği bir kap değildir.
Şey, benim onu algılayan gözlerimin önünde durmaktadır; onu görüyorum ve kavrıyorum. Ama algı, yalnızca benim yaşantımdır, algılayan öznenin yaşantısıdır.
Her bilinç, kendine özgü bir niyet geliştirir. Ve bu niyet, o bilincin neyi algılayıp, nasıl anlamlandıracağını etkiler.