Beynimiz, hazır, bitmiş bir şekilde gökten düşmedi. Bakınca anlaşılıyor bu. Beynimiz yaklaşık bir milyon yıl önce, yavaş yavaş kendi varlığının bilincine varmaya başlarken, en azından 1 milyar yaşındaydı. Öznenin yaşantısında ilk kez dünyanın bir tür izdüşümü, bir tür kopyası ya da imgesi ortaya çıktığında, bu imgenin neye benzeyeceği konusundaki kararlar evrimce çoktan alınmıştı... Her halükârda bunlar biyolojik kararlardı...
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Zaman, yalnızca ebedi süre boyunca seyahat ederken bilinç durumlarımızın ardışıklığı tarafından üretilen bir yanılsamadır.
Geçen zaman değil. Zaman, aynı kalıyor. Tersine biz geçiyoruz. Saf zaman aynı kalır, biz geçer gideriz.
Zaman bazen öylesine hızlı bazen de solucan misali sürünerek geçer. Fakat insan, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığı zamanlarda kendini iyi hisseder.
Biz türlerin oluşumuna ilişkin, doğruluğu olgusal olarak yoklanabilir bir açıklama arayışı içindeydik. Aradığımızı Türlerin Kökeni'nde bulduk.
Rahim içi dönem filogenetik evrimin, bebeklikle çocukluk dönemiyse kültürel evrimin tekrarıdır.
Nesnelerin aslı öyle değildir, sese ve renge çevirmek, onları anlamak için bizim yaptığımız işlemdir, her canlı öyle yapmak zorunda değil, nesneyi elektromanyetik radyasyona çevirerek "gören" yılan var mesela.
İnsanda zaman kavramının oluşması için etrafında bazı şeylerin düzenli olarak tekrar etmesi gerekir.
Gerçeği insan hafızasındakiler kadar yaşar, beyninin daha derinindekiler kadar değil.
Beynimizde "von Economo" dediğimiz sosyal sinirler var, sayıları gün geçtikçe artıyor, insanın gelişkinliği ortaklığının ve ortaklarının bilincinde olmasıdır.
Oysa zaman değişkendir. Bir saat her zaman bir saat sürmez. Uyuyamadığınızda, görebileceklerinizden korktuğunuz için başınızı çevirip bakamıyorsanız saatler uzar. Zaman keskin dişlerini beyninize geçirir. (Doktor Uyku)
Bence beyin bilgisayar gibi bir program. Dolayısıyla teoride beyni bilgisayara kopyalamak mümkün. Bu sayede bedenen öldükten sonra bile bir yaşam formu oluşturulabilir. Ancak şu anki imkanlarla bunu gerçekleştirmemiz mümkün değil.
Nasıl gemide giderken ilerlememiz kıyıdaki nesnelerin geri çekilmesiyle, dolayısıyla da küçülmesiyle kendini belli ediyorsa, ihtiyarlamamız da büyük yaşlardaki insanların bize genç görünmeleriyle kendini belli eder.
Bizim başkası için ne olduğumuzun yeri yabancıların bilincidir. Bu ise bizim için kesinlikle doğrudan doğruya değil ancak dolaylı olarak yani ötekilerin bize karşı davranışını belirlediği ölçüde var olan bir şeydir.