Benim ne acılar çektiğimi kimse bilemez. Ama bu hep böyledir. yanıp yakılmayana kimse acımaz.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Kimileri "ne çok kendinlesin, kendine acıyorsunu" çarptılar suratıma. Eğlendirici değilsem, kapkaranlığıma dayanamıyorlar. Verdiğim zekat yetmiyor mu? Söz bıçkınlığım? Alsanıza acımı siz de dev dalgalar biraz koynunuza? Soğuksunuz. Buzsunuz, benden beter!
Bir insan acı çekiyorsa, başkaları bir sarhoşmuş gibi davranırlar ona: "Hadi, kalk bakalım; yeter bu kadar; hadi işine; öyle değil; ha şöyle..."
Karanlıkta aylak aylak dolaşarak aradı bir dostum ışığı, ben evimde sıcak çorbama daldırırken kaşığı. Birbirimizi karanlık kamufle etmişti ve durum kötüydü. Diğerlerini ışıklar bronzlaştırdı, tenler ölüydü. Birisi kalbini tâmir ettirdikten sonra hiç ağlamadı. Diğer dostum son yediği kazıktan sonra hiç konuşmadı. Derler ya, ağzını bıçak açmadı, diğer dostum Hakk'a karşı geldi beli bir daha doğrulmadı.
Yalnızlık bazen yaratıcılığımı güçlendiriyor. Bir bardak şarap daha içip kendinizi daha kötü hissediyorsunuz. Acı çekmeden sanat yapılmaz. Sanat acıyı dengelemek için vardır.
Sosyallikte sembol kullanma, çarpıtma, acımasızlık ve kırılganlık, yalnızlıkta ise kabullenme, işaret kullanma, merhamet, meşru müdafaa ve dayanıklılık vardır.
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar.
Çok azımız onun kaybolduğu bölgeyi çok azımız ona nasıl ulaşacağımızı biliriz, iç dünyaları kayalıklara oturmuş nice şair yazar ve insan... Ne bir ses ne bir hatıra ne bir yüz... Belki enkazın parçaların dışında.
Yalnız kalan insan acı çeker, bir tür endişe içindedir, çünkü düşüncesini, duygularını başkalarıyla paylaşamaz. İnsan büyük bir sevinç duyduğunda, başkalarına varolduğunu, hissettiğini, sevdiğini, yaşadığını, savaştığını, mücadele ettiğini bildirmek ister.
Zevk elde etmeye çalışmak, acıdan kaçınmak organik dünyanın genel gerçeğidir. Hatta yaşamın özü budur.
İnsanlar acı karşısında teselliye ihtiyaç duyuyor; çoğu insan ayrıca ölümden sonra da yaşamın devam ettiğine, görünmez bir varlık tarafından sevildiklerine inanmak istiyor.
Hep acıyla doğarız, bizimle büyür, zamanla alışırız; kol bacak sahibi olmak kadar olağanlaşır acı çekmek.
Topluma birkaç günlüğüne teslim olan onurlu bir insanın hissedeceği duygu acı ve hüzündür. Bunun sağlayacağı tek fayda, kendi köşesine çekilip yalnız kalmayı sevdirmesi olacaktır.
*Uzun, yüksek sesle bir çığlık atabilir miydim!, Oh, çok acıtıyor! Birisi biliyor mu?
İnsanoğlu, kendi dışına çıkamayan, başkalarını ancak kendi içinde tanıyabilen ve aksini iddia ettiğinde yalan söyleyen bir yaratıktır.