Ben ki Kostantiniyye fatihi abd-i aciz Fatih Sultan Mehmed, bizatihi alın terimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım Kostantiniyye’nin Taşlık mevkiinde kain ma’lümu’l-hudud olan 136 bab dükkanımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakf-ı sahih eylerim. Şöyle ki: Bu gayr-i menkulatımdan elde olunacak nemalarla şehrin her sokağına ikişer kişi tayin eyledim. Bunlar ki, ellerinde bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklara tükürenlerin tükrükleri üzerine bu tozu dökeler ki yevmiye yirmişer akçe alsınlar; Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhranı da vaki olabilir. Böyle bir hal karşısında bırakmış olduğum 100 silah ehl-i erbaba verile. Bunlar ki hayvanat-ı vahşiyyenin yumurtada veya yavruda olmadığı sıralarda Balkanlara çıkıp avlanalar ki zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar.

Benzer Sözler

27 Mayıs’ın klasik ve sıradan bir askeri darbe olmadığı söylenebilir. Kurgusu aşağıdan yukarıya doğru düzenlenmiş, gençlik ve halk hareketleriyle bütünleşip kaynaşmış, ordu içinde devrimci-tutucu hesaplaşmasıyla yönünü saptamış, 1961 Anayasası’yla sosyal devlet kavramını toplum yaşamına geçirmiş, sendikal hakları anayasalaştırmış, yargıç bağımsızlığını sağlamış, sola örülen duvarları büyük ölçüde yıkmış olan 27 Mayıs’ın anlamı 12 Eylül’den sonra büsbütün ortaya çıkmıştır.

Kadınların en yücesine, Daima tertemiz kalasınız. Oğlumun gözlerinden de öperim. Sonsuz selamlar ve en kalbi duygularımla, size karşı olan özlemimi bildiririm. Lütfedip beni soracak olursanız çok şükür sağlığım yerinde. Gece ve gündüz size kavuşmak için dua etmekteyim. Allah’tan dileğim, kavuşmamızın bir an evvel gerçekleşmesidir. Nerde olduğumu merak etmişseniz söyleyeyim. Şu an Diyarbakır’a doğru ilerliyoruz. Etraftan yine zafer haberleri geliyor. Ümid ederim ki hayır dualarınız eksik olmuyordur. Sağlığınızdan ve iyiliğinizden beni haberdar etmeyi unutmayınız. Sizden iyi haberler geldikçe kalbimiz aydınlanıyor. Dualarım sizinledir. Sizi seven ve özleyen İbrahim.

Canım, gözleri güzel sevdiğim, Aşkımızın meyvesi olan oğlumuzun gözlerinden öperim. Size de candan ve gönülden selamlarımı bildiririm. Bu aşığınızın halini soracak olursanız çok şükür sıhhat ve selametteyim. Gece ve gündüz daima hayır duanıza devam etmekteyim. Şu sıralar İznik’e yaklaşmış bulunuyorum. Yüce sultanımızın zafer haberlerini bekliyoruz. İnşallah bütün işlerimiz hayırla sona erecektir. Sizin sağlık haberinizi almak ise bizi ayrı bir mutlu etmiştir. Bu kulunuzu aklınızdan hiç çıkarmayınız. Başka ne söylemek gerekir bilemem. Sözlerimi kabul ediniz. Aşığınız İbrahim.

Afganistanlılar Türkiye'ye gelen en fakir, eğitimsiz grup. Birçoğunda Hepatit-B, tüberküloz çok yaygın. Sivas'ta bir Afgan'da cüzam bile tespit edildi. Afganlar çok büyük bir sağlık tehdidi oluşturuyorlar. Uluslararası kuruluşlar iki sene sonra Türkiye'de büyük sağlık sorunları ortaya çıkacağını söylüyorlar.

Et yemenin insanlığa ve gezegendeki tüm canlılara bedeli ağır. Hayvansal protein tüketimi sadece kanser, şeker ve kalp hastalıklarından erken ölüme yol açmakla kalmıyor; kesimlik hayvanlar sera gazı salımının en önemli kaynaklarından biri olduğu gibi ormanların yok edilmesinin başlıca sorumlularından. Bu bulgular, sağlıklı ve uzun yaşamak yanı sıra yeryüzünde yaşamı tehdit eden iklim değişikliğiyle mücadele için de vegan olmaktan başka çaremiz olmadığını gösteriyor.

Ben doktoruma ne ücret ödüyorsam, avukatıma bunun iki katını öderim. Çünkü; doktoruma ne anlatırsam anlatayım, doktor bana bir reçete yazar ve gider. Ağrıyı, sızıyı, acıyı ben tek başıma çekerim. Oysa avukatıma ne anlatırsam anlatayım ben onun yanından rahatlamış bir şekilde çıkarken, tüm anlattığım dert, tasa ve kasvet, artık onun derdi haline gelir.

İşadamının çalışmasında dengeli olması, çalışmayla birlikte sporunu, eğlenmeyi, dinlenmeyi bırakmaması gerektiğini 1935 yılında öğrenmiş oldum. Bunu öğrenmeden önce en genç yaşlarımı zevksiz ve neşesiz geçirmiştim. Şimdi o günleri hatırladığım zaman ne kadar akılsızca düşünmüş olduğumu görüyorum. Doktora gitmek şart, ama doktorun dediğine inanmalı, sinirleri bozmadan çalışmak için dengeli bir hayat yaşamaya dikkat etmeli.

Aman sağlığınızı ihmal etmeyiniz, siz memleket için lazımsınız. Öğle yemeklerinden sonra muhakkak yarım saat de olsa yatıp istirahat etmelisiniz. İngiltere Başbakanı Churchill, İkinci Cihan Savaşı sırasında Londra bombardıman edilirken dahi öğle uykusuna yatarmış. Ben bu tavsiyemi Cevdet Sunay Paşa'ya ve diğer cumhurbaşkanlarına da yapmışımdır. Rahmetli İsmet İnönü de öğle yemeğinden sonra bu istirahatı yapardı. Aman siz de muhakkak yapın.

Liste
Yükleniyor…