"Doğru yaşam"; ne zaman başlar ki bu? "Kaçırılır" mı yoksa yanından geçip gidilir mi?

Fakat biz gerçekten yaşıyor muyuz? Hayatın ne olduğunu bilmeden yaşamak...

Otoriteye gösterilen düşüncesizce saygı, doğruluğun en büyük düşmanıdır.

Zâten inancımız olmasa, vâr olmanın anlamı anlamsızlıktan başka bir anlama gelir miydi?

Kafa karışıklığı iyidir, insan bir kafası olduğunu anlar.

Düşüncelerim, ruhum ve bütün anlamlar sessizlikte şekilleniyor. Kainatın fısıltılarını sessizlikte duyuyorum.

Entelektüel , yapısı gereği muhaliftir. Her dönemi sorgular, düşünür. Sürüleşmiş kitlelere katılmaz, tam tersine toplumu siyasi beyin yıkamalara karşı uyarmaya çalışır ve kaçınılmaz olarak er geç bu tutumunun bedelini ödemek zorunda kalır. Bazen koca bir ülkeye karşı tek başınadır. Yağmur gibi yağan suçlamalar onu bir önyargılar bataklığında boğulmaya mahkûm eder. Ama o başka türlü davranamaz; elinde değildir. Böyle yaşamaya mecburdur.

Doğru şeyler yapmışsanız ölmüş gibi olmuyorsunuz, bunu giderek anlıyorum.

Düşünce, tamamen, zihni oluşturan bir insan eylemidiir.

Soru/n felsefedir: ne yandan bakmaya başlamalı yaşama, tanrıya, düşünceye ya da herhangi bir şeye. Bakılan her şey sahtedir. Göreceli sonucun, aksam yemeğinden sonra pastayla kiraz arasında yapılacak seçimden daha önemli olduğuna inanmıyorum.

Düşünce bir defa uyandı mı, bir daha uyumaz.

Düşünce, bir sabah kaçırılmış olanın anısıyla uyandırılmayı bekler - ve böylece öğretiye dönüşmeyi.

İnsan düşünmeye başladığında artık etrafa körü körüne saldırmaz.

Sağlık mı? Sağlık aptal olduktan sonra ne işe yarar?

Herkes dedi, merak içinde, Ölümden sonra hayat var mı diye, Boşuna düşünürler, Sanki hayat varmış gibi ölümden önce.

En çok yaşamış olan uzun yıllar yaşamış olan değil, yaşamının anlamını en fazla anlamış olan insandır.

Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.

Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez.

Bilerek yaşarsan, hiçbir şeyden öyle fazla tat alamazsın.

Felsefe donup kalmayı sevmez. Paul Valéry'nin sözleri anlamlı : "Sadece istiridyelerle ahmaklar yapışıp kalırlar.'