Bilecik'in ürün çeşitliliği ziyadesiyle var ama biz ürün miktarını artırmaya çalışıyoruz. Tarım teşkilatımız özellikle hayvancılığı destekleme bakımından yem bitkilerinin ekimini ve yem bitkisi üretiminin miktarını artırmak üzere bölgede yoğun bir çalışma içerisinde bulundu. Tohumdan yüksek verim elde edecek şekilde mısır ekiminin yaygınlaştırma çalışmaları kapsamında çiftçimize yüzde 50 devlet destekli silajlık mısır tohumu dağıtımı yapıldı.

Çiftçiler yeryüzünün en değerli yurttaşlarıdır.

Şu anda çiftçiye ne verildiğinin farkında mısın?

Sahadaki yaptığımız çalışmalar, şu anda verimi alınan ürünlerdir. Hatta bu bölgelerde artık ihracata konu olan ürünlerimiz de oldu. Sarı kantaron artık ihraç edilen ürün konumundadır. Ben uzaktan, yakından katkıları olan herkese teşekkür ediyorum. Stratejik ürünlerimizle ilgili özellikle gıda, tıp, boya, kozmetik sanayinde gibi çok stratejik bileşenlerinin tıbbi ve aromatik bitkilerden elde edildiğini hepimiz bilmekteyiz. Ama dışarıya verdiğimiz rakamları inşallah önümüzdeki süreçte, bu rakamlar verilmeyecek ve biz üreticilerimizin altlığını, eğitimlerini ve saha çalışmalarını bir noktaya getirdik ve bundan sonra da bu çalışmaların bizler tarafından, sayın valim tarafından, müdürlerin ve bizim ekip tarafından takip edilirse inşallah ticarete konu olacak seviyeye geldi, ben katkısı olan herkese çok teşekkür ediyorum.

Fikir, sanat, eğitim, sanayi, tarım, adalet. Her konuda müthiş bir sefalet içindeyiz. Elimizde duble yollar, AVM'ler ve lüks rezidanslardan başka bir şey kalmadı..!

Ciddi mesele Türkiye'den nakledilen şeyin bal değil de kaymak olmasıdır. Yani Türkiye bir türlü yayık olmaktan kurtulup kovan haline dönüşememiştir. Türkiye karıştırıldıkça ve çalkalandıkça kaymak bağlamaktan ötesine güç yetiremeyen bir ülkedir. Dolayısıyla Türkiye'den yarar sağlamak isteyen her kimsenin aklına ülkeyi karıştırıp çalkalamak geliyor. Biz Türklerde bal yapacak bir örgütlenme olsaydı her birimizde balımıza el uzatanı sokacak bir iğne de olurdu.

Oğul vermeyen bir arı kovanı gibidir Türkiye. Bal yapmaz bir arı türünün kovanı.

Doğu Bloku bir efsaneydi ve o efsaneyi üretenler tarafından bertaraf edildi.

Sakarya, birçok açıdan avantajlı bir il. Ulaşım arterleri üzerinde, büyük merkezlere yakın ama coğrafyası itibariyle belki milyonlarca yıldır Sakarya ırmağının aktığı bir coğrafya. Son derece verimli ve kaliteli tarım alanları var. İklimi de Hollanda ayarında yağış alıyor. Dolayısıyla burada tarım son derece kaliteli ve güzel ürün veriyor. Senede 3 ürün almak mümkün. İstanbul'un sebze, meyve deposu gibi. Hem Geyve hem Pamukova başta olmak üzere, diğer ilçelerimiz de... Fidan üretiminde de Türkiye'de bir numara. İhracat yapmaya başladık. Tarımsal ürünler, hayvancılık bu anlamda Sakarya açısından son derece önemli. Her çeşit makine sanayi var. İlaç endüstrisi bile burada mevcut. Sanayi anlamında da burada işçi bulmakta zorlanılıyor. Kalifiye işçi, sıradan işçi bulmak da zor. İşsizlik sorunu hemen hemen hiç yok. Sadece iş beğenmeme sorunu var birazcık. O bakımdan Sakarya'da işsizlik sorunu yok.

Daha çok emek harcadığımız ürün, çabuk yapılandan daha değerlidir.

Her değerin anası emektir.

Önemli olan kaç saat çalıştığınız değil, çalıştığınız saat başı ne ürettiğinizdir. Yani adet değil, kalite.

Katma değerli üretim, katma değerli insan, katma değerli eğitim, eşittir: evrensel güç!

Düşünce üretmeyen toplum, kendisini de yeniden üretemez. Ve günümüzde Yeni Dünya Düzeni denen düzenin amacı, kendilerini yeniden üretebilen toplumları yok etmektir.

Düşünce, kültürden türer. Kültürün beslediği düşünce ise üretime dönüşür. Gelişmiş ülkelerin sadece tüketimini, teknolojik seviyesini ve refahını görmek, meyvelere gözünü dikerek ağacı görmemek demektir. Ağaç, kültürdür

Balkanlar; tükettiğinden daha fazla tarih üretiyor.

Üretimde, malın ve hizmetin dağıtımında makineleşmeyi savunuyoruz. Örneğin tasarladığımız gelecekte temel ihtiyaçlar için her yerde erişim merkezleri olacak ve herkes erişim merkezlerine gidip ihtiyacı olan neyse onu alabilecek.

Bu sene yarı-iletken fabrikası, seneye tam-iletken fabrikası açacağız!

Öyle yasalar çıkarın ki köyleri, çiftlikleri yıkan beyler ya hepsini yeniden yapmak, ya da toprağı yeniden çiftlik kuracak insanlara bırakmak zorunda kalsınlar. Zenginlerin cimri bencilliğini frenleyin. Sömürme, tekel kurma hakkını alın ellerinden. Aylak insan bırakmayın memleketinizde. Tarımı büyük ölçüde geliştirin. Yün işlikleri ve daha başka üretim kolları yaratın. Yoksulluk yüzünden bugüne dek hırsızlık, serserilik, ya da uşaklık eden, aşağı yukarı aynı kaderi paylaşan bir sürü insan oralara gidip yararlı bir çalışma yoluna girsin.

Tarım, yaptığımız en akıllıca uğraş. Çünkü en sonunda sağlığa, iyi ahlaka ve mutluluğa en çok katkıyı o sağlayacak.