Benzer Sözler

Çandar, Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden biri statüsünü kolay kazanmadı. Gerek dünyayı, gerekse Türkiye’yi tanıma çabasında, onun kadar çok seyahat etmiş, güçlüğü göze almış, bilgilerini yenileme ve zenginleştirme çabası göstermiş; onun kadar çok insan tanımış, tarih yapan kişileri yakından tanıma tutkusu içinde olmuş başka birini tanımadım. Bu vasıflarıyla Çandar, 1980’lerden bu yana Türkiye’de dış ve iç politika üzerine yürüyen tartışmaların hemen her zaman göbeğinde yer aldı; doğru bildiği görüşleri, en açıksözlülükle savunmaktan geri durmadı. Yanlış yaptığını gördüğünde de, yanlışları terk etmekte tereddüt göstermedi. Bunların ‘niçin’lerini her zaman açıklamadığı nedeniyle kendisini eleştirenler olmuştur.

Nice anlı şanlı köşe yazarları tanıdım ki, sofralarda, arkadaş ve eş dost sohbetlerinde ahkâm keserler, konuşurlar, bol kepçe eleştirirler. Konuşurken mangalda kül bırakmazlar. Bazen 'bunları yazsana!' derim. Fakat yazamazlar. Konuşmak kolaydır, yazmak zor! Korkarlar, işlerine gelmez! Masa başında 'aslan' kesilenler, yazı yazmaya gelince 'evcil kedi' olurlar! Aslanlık orada biter!

Kelleme fiyat biçiyorlar. Bu nedenle kendi memleketim, Bangladeş’ten atıldım. 10 yıl Avrupa’da yaşadıktan sonra Hindistan’a, Kalküta’ya gittim. Orada da fetvalar boynuma yapıştı. Kitaplarım meydanlarda yakıldı. Haydarabat’ta bir kitabımı tanıtırken bir İslamcı köktendincinin saldırısına uğradım.

Asıl ismim Fahrettin Cüreklibatır sinema için uygun değildi. Cüneyt seçtiler. Babam da öyle istedi. Çünkü Türk Müslüman kahraman ismiydi. Arkın da Arkın kitabevi vardı. Biz okuduğumuz için bize parasız beğendiğimiz kitapları sağolsun veriyordu. Ona bir saygı göstergesi olarak Arkın'ı kullandık.

Liste
Yükleniyor…