Ölüm

Başıma ne alevi dedesi, ne sünni hocası, ne haham ne de papaz gelecek. Gelmesin. Arkadaşlarım ve yoldaşlarım toplanacaklar ve beni türkülerle, şarkılarla uğurlayacaklar. Beni yıkamayacaklar, dünyadaki kirimle gideceğim. Hangi elbiseyle öldüysem, o elbiseyle gömüleceğim.

Ölüm bizi Allah'ımıza kavuşturan en ulvi hadisedir. Dünyaya geldik, onun eserlerini gördük; onun emirlerindeki isabete inandık, onun eserlerine gönlümüzden vurulduk. Şimdi de sevine sevine ona kavuşmayı özlemeliyiz. Ölüm kafirler için bir azap, bir ızdıraptı. Müslümanlar için bir sürur ve saadet olmalıdır.

Ölüm; ben onu çiçeklerle giderken gördüm. Ölüm; ben onu yaşamları bilerken gördüm. Obur doymazlıkların obur açlıklarında, Ölüm; ben onu, varlıkları silerken gördüm. Ama bir de yokluğun ve yüreğin önünde; Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.

Eşi dostu verdik birer birer toprağa; Kiminden bir taş bile kalmadı ortada. Sen, yorgun katır, hala bu kalleş çöldesin; Sırtında bunca yük, yürü bakalım hala.

Ölümlerimiz, hayatlarımızı aydınlatır.Ölümlerimiz anlamdan yoksunsa hayatlarımız da yoksun demektir.Herkes aradığı ölümü ölür; kendisi için hazırladığı ölümü.

BEN ÖLÜME DE EĞİLMEM" İnsan tırsmıyor mu? Hayır. Tuhaf bir şekilde bu sefer kabullendim. İlk kanserimde afallamıştım. İnsan olgunlaşıyor, dik durmayı öğreniyor. Gerekirse de ölürüm, onu da saygıyla karşılarım. Ölümden korkmuyorum yani. Bunu da söylemiş olayım. Ben ölüme de eğilmem. Ölmesini de bilirim. Bu önemli bak, adam gibi ölmeyi de bilmek lazım. Bunlar adam olmanın gerekleri.

Liste
Yükleniyor…