Karl Marx Hıristiyanlığın adaletsizlik, yoksulluk ve eşitsizlikle baş etme konusunda bin beş yüz yılı olduğunu ama bu zamanın sadece bunu başaramayacağını kanıtladığını söyledi. Buna göre Marx, yeni yöntemler geliştirilmesi gerektiğini savundu ve on yıllar boyu birçokları dayanışma temeline oturtulmuş Marksist sosyalist sistemin yoksulluğu sona erdireceğine ve dünyaya barışı getireceğine inandı. Bugün, Tanrı’yı hiçe sayan politikaların ve böylesi sosyal teorilerin geride nasıl nasıl büyük katliamlar bıraktığını görüyoruz. Hıristiyan inancı etkisinde şekillenen liberal ekonominin dünyanın çeşitli bölgelerinde başarıya ulaştığı inkar edilemez ama Afrika gibi güç bloklarının ekonomik çıkarları için savaştığı yerlerde sonuç daha üzücü olmuştur. Böyle durumlarda eski sosyal yapılar ve ahlaki değerler yok edilmiş, sonucunda da kulaklarımızdan silinmeyen acılı bağırışlar kalmıştır. Hayır, Tanrı olmadan hiçbir şey iyi gidemez.
- Henüz kategori yok.
-
Carlos Alcaraz, Nitto ATP Finalleri'nde Dünya 1 Numara…09.11.2025
-
Premier Lig'de Kritik Hafta: Nottingham Forest - Leeds…09.11.2025
-
Newcastle United, Brentford Deplasmanında Kritik Sınav…09.11.2025
-
M23 Derbisi: Crystal Palace Evinde Brighton'ı Konuk Ed…09.11.2025
-
Genoa-Fiorentina Mücadelesi: Yeni Dönemin Başlangıcı v…09.11.2025
-
10 Kasım Resmi Tatil Değil: Toplu Taşıma Ücretli, Bank…09.11.2025
-
Kripto Girişimcisi Roman Novak ve Eşi BAE'de Ölü Bulun…09.11.2025
-
TFF 2. Lig Kırmızı Grup Zirve Mücadelesi: Mardin 1969 …09.11.2025
-
Aston Villa ve Bournemouth Villa Park'ta Karşı Karşıya…09.11.2025
-
Süper Lig'de Kritik Randevu: Lider Galatasaray, Kocael…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#yoksulluk
Nice zengin vardır ki yoksuldan da yoksuldur; nice büyük kişi vardır ki her aşağılık kişiden de aşağıdır; nice yoksul da vardır ki bütün zenginlerden daha zengindir.
Ben, her zaman şuna inanmışımdır; her birimiz hiç olmazsa yoksulluğun bir parçasını sona erdirebilmek için az da olsa birşeyler yapabiliriz.
İşsiz geçen her gün yoksul, Akşamı bir kondu kahvesinde, Çaylar sıla sıla tütende, Radyoda bir uzun hava, Bir memleket sesi, Sorma gitsin gülüm Yüreğim şimdi bir yangın yeri.
Yani demek istediğim, yoksul alt sınıf kadınlar, kendi içlerinde zaman zaman ortaya çıkan bu iktidar kurma refleksine rağmen, orta ya da üst sınıfa nazaran, birbirleri ile dayanışmaya daha çok ihtiyaç duyuyor.
Yaşadığım yoksulluk utanç verici. Ayşe'den, çocuklardan ve bütün köyden utanıyorum. Bu yaşam katlanılır değil. Bu yaşam, insanı her aşamada rencide ediyor. Onca beceriksiz ve sümüklü insan, çoluk çocuğuyla hovardaca bir lüks içinde yaşıyor. Bu düzeni asla affetmeyeceğim. Bu ülkede, bu koşullarda yaşamak ağrıma gidiyor.
Ödül aileme yaramaz ki... Sevinmiyorlar, onların yoksulluğuna ilaç olacak hiçbir şey yok ortada. Onlar için değişen bir şey olmadı. Haklılar da... Bizim buralılar pratik düşünür: kaşıkla yenir, bıçakla kesilir, kalemle yazılır. Peki sinemayla ne yapılır? Verecek cevabım yok. "Kaç para kazandın?" diye sordular. ("Aileniz bu büyük ödüle ne diyor?" sorusu üzerine verdiği cevap)
Nuri Bilge Ceylan, benim hep şikayet ettiğimi söylüyor. Benim bir günlük yaşamımı öğleye kadar götürebilecek mi bakalım?
Havalar olabildiğine soğudu. Artık kollarımı yorganın dışında tutamadığım için kitap da okuyamıyorum. Kendimi bildim bileli şöyle sıcacık odalarda yaşayamadım. Pencerelere ihmal etmeyip naylon raptiyelemeliyim. Oda çift cam takılı gibi sıcacık oluyormuş.
Gerçekten insanın başının üstünde akmayan bir damın bulunması öyle ucuz mutluluk değil. Bunun kıymeti bilinmeli.
Eşimi sinema tutkum yüzünden yoksulluğa mahkûm ettim. Yoksulluk utanç da getirir. Hele bizim buralarda, sosyal yarışı kaybettiğin an, dışlanırsın. İnsanlar ahlaksızlığı bağışlayabiliyor ama acizliği asla. Çal, soy, yeter ki yoksul kalma. Ben Beyoğlu’nda, koltuğumun altında senaryolarla kapı kapı dolaşırken, evin faturalarını, çocuklarımın bakımını eşimin üzerine yıktım. Benim gibi bir sorumsuzu yönettiği için, o büyük yönetmendir.
Bej renkli pantolonumun fermuarı bozuldu. Yolculukta en korktuğum şeydir bu... Ceketimi çıkarıp sürekli kucağımda tutup durdum, bozuk fermuarım görünmesin diye.
Toplumsal faaliyetin hedefi, hiçbir zaman insanları kandıran geçici mutluluk olmamalıdır. Aksine, toplumun gerilemesine sebep olan yoksullukları ortadan kaldıracak yöntemlere sahip olunmalıdır.