Hayat söndürülemez, onun kendiliğinden sönmesi lazımdır. Tabii bir surette bitmesi lazımdır. Ne ümitsizlik ne cesaretsizlik ne de kin onu söndürmemelidir.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#yaşam mücadelesi
Fakat toprağın üstünde koşan ,onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dönüp dolaşan insanlar ne tuhaf mahluklardı..
Tüm hayvan topluluklarında dayanışma, burjuvaların bizi iyice aptallaştırmak için her türlü nakarat biçiminde erdemini övdükleri yaşam mücadelesiyle karşılaştırılamayacak kadar önemli bir doğa yasasıdır.
Acı her şeye ağır basıyor. Bazen bir saat daha yaşayamayacağımı düşünüyorum. Bunu görmezden gelmeyi telkin ediyorum kendime.
65 yaşındayım, ölsem gözüm açık gitmez. Gençler yaşasın, onlara bir şey olmasın. Benim hayatla olan maçım ortada.
Gülmenizi kısıtlayan o şeylerin adı toplumsal baskı olabilir, aile terbiyesi (!) olabilir, yerleşik ahlak (!) anlayışı olabilir, bireysel eksiklikler, çekingenlikler ya da kimi üzüntüler, sıkıntılar, yoksulluklar, problemler olabilir... Bunlarla boğuşurken bile gülmeyi unutmamaya çabalayın.
Ya paralayıp yiyeceksin; ya paralanıp yeneceksin. İşte hayatın bir takım ahlak çiçekleriyle örtülen gizli anlamı!
Bütün canlılarda kör bir nefisle doymaz boğaz vardır. Bütün boğuşmalar, birbirini öldürmeler bunun üzerine olur.
Dünyada, öleceğini bilerek yaşayan tek varlık insan. Bunu ötelemeyi de beceriyor insan. Hastalıkla, bu gerçekle yüzleşmek durumunda kalıyorsunuz. İki seçeneğim vardı: Ya acıya katılıp, kendimi yok etmek; ya da yaşama dört elle sarılmaktı. Ben, içimdeki “Tanrısal” güce sarılıp, sonuna kadar yaşamayı seçtim.
Türkiye'de evine alın teriyle, namusuyla ekmek götürüp ailesini doyuran her ana-baba kahramandır.
Ölebileceğimi düşündüm. Ama sonra dedim ki, "Diğer insanlar bu tür şeyleri yapmışlardı." Gözlerimi kıyıdaki ışıklara diktim ve yüzmeye devam ettim.
Bir insan narkoz almadan, kesilip biçilecek yerini uyuşturmadan kendini kendi eliyle ameliyat eder, bunu da ölmeden başarırsa, insanoğlu için yaşamın en güç yanını, adı yapayalnız olmak denen şeyi de başarır.