#veganlık

İnsanlık bir gün, biyolojik olarak kendisine benzeyen, bir ana-babası, yavrusu, yüzü, duyguları olan, acı çeken, mutlu olan, başka canlıları hunharca öldürüp yeme cinnetinden kurtulacak. Bundan adım kadar eminim. İlerideki kuşaklar bizim çağımızı hayretle okuyacak ve “Sahiden mi? Canlıları ödürüp onların ölü gövdelerini mi yiyorlarmış?” diye inanamayacaklar.

Özel bir biçimde, bütün insanların, hayvanların da bizim gibi canlılar olduğunu, onları korumamız ve kendimizi sevdiğimiz kadar onları da sevmemiz gerektiğini anlamaları için iki kat daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var. Barışın temeli bu işte. Barışın ve huzurun temeli bütün mahlukata hürmet göstermektir... Herkese hürmet göstermedikçe -kendimize, hayvanlara ve bütün yaşayan varlıklara hürmet göstermedikçe huzuru ve barışı sağlayamayız. Onları sömürmeye son vermedikçe -onları bilim adına sömürmeye, spor adına sömürmeye, moda adına sömürmeye, ve evet, yemek adına sömürmeye son vermedikçe, hayvanlara karşı nazik olamayız, onları savunamayız.

Kelimenin tam anlamıyla, annemin ben dokuz yaşındayken pişirdiği bir yemek -az etli domuz pirzolası- oldu. Pirzolalar, et ve etin direkt olarak geldiği hayvan arasındaki bağlantıydı. Dehşet içindeydim ve bir daha asla et yemeyeceğimi ilan ettim. Ve asla yemedim. Ardından vegan oldum. New York'un kuzeyindeki bir hayvan sığınağını ziyaret ettim ve süt endüstrisiyle ilgili destek vermeye devam edemeyeceğim ölçüde rahatsız edici olan çok fazla gerçek öğrendim. O günler zarfında tüm süt ürünlerini bıraktım.

Et yemenin insanlığa ve gezegendeki tüm canlılara bedeli ağır. Hayvansal protein tüketimi sadece kanser, şeker ve kalp hastalıklarından erken ölüme yol açmakla kalmıyor; kesimlik hayvanlar sera gazı salımının en önemli kaynaklarından biri olduğu gibi ormanların yok edilmesinin başlıca sorumlularından. Bu bulgular, sağlıklı ve uzun yaşamak yanı sıra yeryüzünde yaşamı tehdit eden iklim değişikliğiyle mücadele için de vegan olmaktan başka çaremiz olmadığını gösteriyor.

Bizlerle aynı türden zevklere, tutkulara ve organlara sahip olan canlıların leşlerini tüketiriz... Ve mezbahaları günlük olarak acı ve korku çığlıkları ile doldururuz. Yamyamlıktan daha çok midemizi bulandıran hiçbir şey yoktur, fakat biz de Budistlere ve veganlara aynı izlenimi veriyoruz; bebek yediğimiz için, her ne kadar kendi bebeklerimizi yemesek de...

Liste
Yükleniyor…