- Henüz kategori yok.
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#uygarlık
Daha büyük bir bireycilik yolunda değiliz, giderek daha fazla manipüle edilen bir kitle uygarlığı haline geliyoruz.
Tüm uygarlığımız, karşılıklı kar sağlayan bir alış veriş düşüncesi, satın alma açlığı üzerinde yükseliyor.
Yeryüzünde tek bir mabet taşı kalsa ve ona sahip çıkacak tek bir din adamı bulunsa, yine uygarlık için ciddi bir engeldir!
Peki kendilerine "uygarlığın temsilcileri" diyen bu cellatların yemeği, ve gaddar işleri arasında birtakım doğrudan sebep-sonuç ilişkileri yok mudur?
Uzun zaman önce, uygarlığın bebeklik döneminde, insanoğlu Doğada ilaçlar olduğunu öğrendi, "kardeş organizmalarımız, bitkilerin" büyümesinin veya dönüşümünün hücre ürünleri, aracılığıyla acı zevke dönüştü.
Özgürlük; sadece kendileri tarafından gerçekleştirilmiş ve sürdürülmüş olduğu için diğerlerinden daha saygın uygarlıkların tutkun oldukları bu nitelik, ne bir hukuki buluş ne de bir felsefi hazinedir.
Bir ülkenin uygarlık derecesini kadınlarının sosyal ve politik durumuna göre değerlendirebilir.
Ortaçağ İslamiyeti, popüler görüşün tersine, kırsal ya da çöl uygarlığı değil, şehir uygarlığıydı.
Türkiye din tüccarlığını bırakıp, bir zamanlar yüklendiği uygarlık modelini yeniden bu coğrafyaya tanıtmak zorundadır.
Rezilliklerin, vahşiliklerin, aptallıkların, bilimdışılıkların nereden geldiğini, niçin oluştuğunu araştırma için fazla bir zamanınızın kalmadığını görmelisiniz. Dinin bu ülkelerde “sadece” bir ticaret ve siyaset aracına dönüştürüldüğünü görmelisiniz. Bu nedenle bu ülkelerde en çok akıl tutulması görülmektedir. Gün geçmiyor ki bu ülkelerde insanı insanlığından utandıran bir olay meydana gelmesin. Bütün bunları basit açıklamalarla geçiştirmeye kalkışanlar, kuşkunuz olmasın uygarlık düşmanlarıdır.
Çok zaman kalmadı. Bu coğrafya ya bu dünyanın uygar bir üyesi olacak ya da dini bağnazlığın bataklığında boğulup yok olacaktır.
Günümüzün geçerli inançlarını yarıp öteye fışkırmayan bir uygarlık, çok sınırlı bir ilerleme döneminden sonra kısırlaşmaya mahkumdur.
Uygarlığın gayesi, ilmin ve makinelerin ilerlemesi değil, insanın ilerlemesi olmalıdır.
Demokratik prensip, seçkinlerin gelişmesini engellemek suretiyle uygarlığın çöküşüne yardım etmiştir.
Ahlak, düşünce gücünü artırır, insanlar arasında barışı sağlar; uygarlık ise bilim ve sanattan daha fazla yüceltir.
Toplumsal istikrar olmadan uygarlık olmaz. Bireysel istikrar olmadan da toplumsal istikrar olmaz.
Uygarlık maddi ve manevi ilerlemedir; bu ilerleme gerek kişilere, gerekse topluluklara hayat uğraşısının yarattığı zorlukları azaltmakla olur.
Bütün insanlar doğruyu bilmek isterler. İnsan olmanın değerini meydan getiren temel şey akla, zihne, bilme ihtiyacına sahip olması. Uygarlığı da meydana getiren şey bu.
Yahudilerin büyük adamları, ancak insanlığa ve uygarlığa karşı açtıkları yıkım mücadelesinde büyüklük sıfatını kazanmışlardır.
En büyük icatlar, en büyük keşifler, bilimlere en derin bir şekilde yenilikler getiren çalışmalar ve uygarlığın en görkemli anıtları, maddi kâr peşinde koşmanın dünyaya ve insanlığa getirdiği hediyeler değildir. Tam tersine, bütün bunlar sahiplerinin maddi mutlulukta gözlerinin olmayışından kaynaklanmaktadır.