Tarım öncesi insanlık durumunun kendiliğindenliğinin, hazzının ve keşif duygusunun yerini alan uygarlığın zaferiyle birlikte, itaat, tekrar ve düzen anahtar haline geldi.
- Henüz kategori yok.
-
Daniel Day-Lewis'in "Anemone" Filmiyle Muhteşem Geri D…08.11.2025
-
Milan, Parma Deplasmanında Kritik Virajda: Allegri'den…08.11.2025
-
Bergen County Yargıcı, İç Zarfı Olmayan Oy Pusulaların…08.11.2025
-
Gönül Dağı Dizisinin Sevilen Oyuncu Kadrosu ve Yeni Ge…08.11.2025
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#uygarlık
Muhtemelen insanlığın en büyük katili olan sıtma ve neredeyse tüm diğer bulaşıcı hastalıklar tarımdan bize kalan mirastır.
Rahipler, krallar, ağır çalışma koşulları, cinsel eşitsizlik ve savaş, tarımın doğrudan özgül sonuçlarından sadece bir kaçıdır.
Hayvanları ve bitkileri evcilleştiren insan, zorunlu olarak kendisini de evcilleştirmiştir.
Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın.
Uygarlığımızın geleceği bilimsel düşünme alışkanlığımızın gitgide yayılmasına ve derinleşmesine bağlıdır.
Savaşlara, polislere, cezaevlerine, suça sahip olduğunuz sürece uygarlığın erken aşamalarındasınız. (Future by Design, 2006)
Ordularınız, donanmalarınız, cezaevleriniz, polisiniz olduğu sürece uygarlaşamayız. Hiçbir ulus medeni değil. Medeni olmak devam eden bir süreçtir.
Uygarlık, henüz insanların hayvanlıklarından çok şey değiştirmemiş; yalnız üzerlerine sahte bir yıldız tabakası çekmiştir.
Ne zaman ki iki çağ, iki uygarlık ve iki din birbiriyle kesişirse, işte o zaman insan yaşamı gerçek bir acıya, gerçek bir cehenneme dönüşür.
Uygarlığın doğurduğu güçlüklerin parça parça ve sürekli biçimde yönetilmesi yoluyla ahlaki ve siyasal açıdan ayakta kalmak imkansızlaşır. Köktenci seçenekler göz ardı edilmemelidir.
Liberal ve demokratik görünen yönetim kendisini, büyük ölçüde, görünmeyen despotizme barınaklık ederek uygarlığı yok ederek ayakta kalır.
(...) Bunu [uygarlık sorununu] aşmak olanaklı ve zorunludur, öğelerin kendilerinin ve etkilerinin köktenci bir biçimde dönüştürülmesiyle gerçekleştirilir.
Şu anda uygarlığın önündeki en büyük görev, makineleri insanların efendisi olmak yerine olması gerektiği gibi köle yapmaktır.
Bir uygarlık ne kadar hızlı ilerlerse, yerine bir başkasının yükselmesi için o kadar çabuk ölür.
Tüm uygarlık zaman zaman bir devrim volkanı üzerinde ince bir kabuk haline gelmiştir.
Ordu sadece ulusal gücün göstergesi değil, belki Ordu düzen, uygarlık, kurumsal ve ekonomik sağlamlığın, siyaset üstü olmanın, İslami ve millî olmanın da göstergesi ve sembolüdür.
Şimdiye kadar uygarlıkların büyük zemberekleri olmuş olan şeref, nefsi feda, dini inanç, şan ve vatan aşkı gibi duygular, akıl vasıtasıyla değil çoğu defa akla rağmen ortaya çıkmıştır.
Uygar insan yeryüzünü arşınlamış ve bastığı her yerde bir çöl bırakmıştır.