#uygarlık

Bir gezegendeki zeki varlıklar, gün gelir, kendi varlıklarının nedenini soracak yaşa gelirler. Eğer günün birinde uzaydan dünyaya üstün yaratıklar gelirse, uygarlığımızın düzeyini değerlendirmek için soracakları soru şu olacaktır: “Evrimi keşfettiler mi?”

Yaklaşık 10.000 yıl önce uygarlık, Dicle ve Fırat havzasında doğdu. Günümüze yaklaştıkça bu topraklarda ölçüsüz dehşetler yaşandı. 2003’teki George W. Bush ve Tony Blair saldırısı, Iraklıların birçoğu tarafından 13. yüzyıldaki Moğol istilasına benzetilir. Bu öldürücü darbeden hemen önce Bill Clinton’un başlattığı Birleşmiş Milletler yaptırımları gelmişti. Yaptırımları uygulayan iki diplomat (Halliday ile von Sponeck), bunları ‘soykırım benzeri’ olarak nitelendirmiş ve istifa etmişlerdi. Bu yıkımdan arta kalan varlıkların çoğunu da Bush-Blair saldırısı yok etti. 2003’te farklı kimliklerin aynı mahallelerde yan yana yaşadığı Bağdat, bugün sınırsız bir nefret girdabı içindedir; mezhepler ayrı, kuşatılmış bölgelere sığınmıştır. ABD-Britanya istilasının tetiklediği korkunç çatışmalar, tüm bölgeyi paramparça hale getirmektedir.

Kazı çalışmalarımızda şunu gördük; Trakya, Anadolu'nun belki taşrası ama Avrupa uygarlığının çekirdeği. Bu bizim için çok heyecan verici bir sonuç. Burada milattan önce 6 binli yıllarda mimarinin değişimini, kerpiç mimarinin ahşap mimariye dönüştüğünü gördük.

Eğer uygar bir insan olmak istiyorsan, öncelikle şiddet içermeyen biri olman gerek! Eğer uygar bir ülke olmak istiyorsan, öncelikle şiddet içermeyen bir ülke olman gerek! Şiddet, hasta zihinlerin aracıdır; sükûnet ve barış, sağlıklı zihinlerin aracıdır!

Türkiye'nin, Kürt sorununu uygar ve demokratik yöntemlerle çözmediği sürece hep güçsüz, dengesiz ve anti-demokratik olacağı artık iyice anlaşılmıştır. Türkiye'nin Kürtlere tüm haklarını eksiksizce vermesi bir zorunluluktur. Bu, uygar ve demokratik bir ülke ve uygarlıklar diyaloğunun saygın bir tarafı olmanın ilk koşuludur.

Diller, dinler ve uygarlıklar dünyanın en şefkatli, hoşgörülü, ötekini kucaklamaya hazır varlıklarıdır. Onları kin ve nefretin aracı haline getiren biziz, bizim çılgın hayallerimiz, ütopyalarımız, ideolojilerimiz ve siyasetlerimizdır.

Liste
Yükleniyor…