Kendinize gelin Atinalılar! neyi bekliyorsunuz? Zeus hakkı için, evet, zora gelmeyi bekliyorsunuz. Şimdi olup bitenleri nasıl değerlendirmek gerekir? Ben kendi adıma içine düştüğümüz utancın özgür insanlar için en büyük zorlama olduğunu düşünüyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı Sonuçları: Ekonomik…18.11.2025
-
Leroy Sané'den Almanya'ya Dünya Kupası Yolunda Kritik …18.11.2025
-
Hollanda Maçı: Kritik Anlar ve Sahadaki Stratejilerin …18.11.2025
-
Elbasan'da Hem Gıda Güvenliği Alarmı Hem de Uluslarara…18.11.2025
-
KOBİ'lere Yönelik TOBB Nefes Kredisi Hacmi 50 Milyar T…17.11.2025
-
Nick Woltemade: Almanya'nın Yeni Golcü Umudu ve Transf…17.11.2025
-
Karadağ'dan Türkiye'ye Vizesiz Seyahat Uygulamasına İl…17.11.2025
-
Malta-Polonya Karşılaşması: Dünya Kupası Elemeleri G G…17.11.2025
-
Giresun'da Trafik Tartışması Kanlı Bitti: Emekli Öğret…17.11.2025
-
TOKİ 500 Bin Sosyal Konut Projesi: Kura Takvimi ve Baş…17.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#toplum
Paradigmalar değişince kral bir anda soytarı haline gelir. Kitlelerin lideri bir anda şamar oğlanına dönüverir. Ya da tam tersi, kör ölür, badem gözlü olur. Şartlar değişmeye görsün kitleler liderlerini terketmekte bir an bile tereddüt etmezler.
Bir köpek aya havladığında bu dindir; ama yabancılara havladığında bu vatanseverliktir!
Kendi hareketlerinin sorumluluğunu yüklenmeyen insanlar çoğu kez neler olup bittiğini umursamazlar..
Bizimkisi aslında trajik bir çağ,bu yüzden bu çağı trajik olarak kabul etmeyi reddediyoruz.
Eğer hayvanlara yönelik davranışlarımızı insanlara yönelik davranışlarımızdan, radikal anlamda, farklı olarak meşru görmenin bir yolu yoksa, o zaman hayatın tamamına değer veren bir toplum geliştirmek zorundayız. (...) Bu görüşle uyum halinde bulunan bir toplum hem hayvanların hem de insanların keyfi sömürüsünden uzak olacaktır. Böyle bir toplumda rodeolara, sirklere yer olmayacaktır. Hayvanlar gıda ve giysi olmaları adına katledilmemeli. Bilimsel araştırmalardaki hayvan modeli; canlı doku kültürleriyle, bilgisayar modelleriyle, in vitro araştırmalarıyla, her şeyden önce sırf merak duygusu yerine merhamet/şefkat duygusuyla yer değiştirmeli.
Biz Avrupa’yla onların kapı bekçisi olarak değil, temel demokratik ve insan hakları değerlerinde anlaştığımız için ilişki içinde olmalıyız.
Herkes yenenin peşinden gider; kimi önde yürür, kimi onu arkasından çeker, kimi varlığını yanında belli eder.
Türkçe'nin diğer bütün lehçelerinde mektep kelimesi kullanılıyor. Biz mektep kelimesini bıraktık, Fransızca'dan gelen ekol kelimesini kullanmaya başladık. Böyle çok sayıda kelime var. Türkçeleştirme adı altında müşterek kelimelerin birçoğunu ortadan kaldırıldı. Türkiye'de dil devrimi çok sert bir şekilde cereyan etti. Arap dünyasında, mesela Mısır'da da, İran'da da yine bizim dil devrimine benzeyen ama daha düşük yoğunluklu faaliyetler yapılmıştır. Mesela Mısır'da Türkçe kelimelerden Arapça'yı arındırmak için çalışmalar yapılmıştır. Bu sanki dışarıdan bir ortak aklın telkini gibi görünüyor. Müşterek kelimeleri mümkün olduğu kadar azaltmak isteniyor. Dolayısıyla bu Müslüman toplulukların ortak kelimelerini, ortak hafızasını mümkün olduğu kadar zayıflatmak isteniyor.
İnanılmaz bir “ben ve diğerleri” ayrımı olan dönemde yaşıyoruz. AKP'lisin ya da CHP'lisin ayrımı en yüksek seviyeye çıktı.
‘Bir ünlü olmanın dramı’... Evet böyle bir şey var. Sürekli cep telefonu ile fotoğraf çektirmek isteyenler, olduk olmadık yerlerde karşınıza dikilip sohbete tutuşanlar, bir yere gittiğinizde gözlerin size dönüp yandakinin kulağına fısıldamalar, bir de buna sosyal medyada teşhir edilmeyi eklerseniz kolay iş değil. Geçen gün Newsroom dizisinin ünlü bir oyuncusu ile bir kafede karşılaştığımda bunları düşündüm. Zaten bunları düşündüğüm için de yanına gidip konuşamadım ya.
Ben ailenin toplumun yeniden üretiminde yani insan bireyleri yetiştirmede bulunan en iyi çözüm olduğu için var olduğuna inanıyorum. Birçok kişinin düşündüğü gibi, ailenin mülkiyetçi/kapitalist bir komplo olduğunu düşünmüyorum.
Kurcalamaya kurcalamaya hepimizin defterleri öyle bir kirlendi ki sonunda farkına varmadan sefaletin kucağına düştük.