- Henüz kategori yok.
-
İstanbul Havalimanı'nda 'Kim Olduğumu Biliyor musun' S…09.11.2025
-
Inter Miami, Nashville Maçında Yenildi: Messi'nin Golü…09.11.2025
-
Kenan Yıldız'lı Juventus, Sporting CP Karşısında Galib…09.11.2025
-
Gülben Ergen'in ABD Turnesi Sonrası Bornozlu Hamburger…09.11.2025
-
Inter Miami - Nashville SC Playoff Serisinde Final: Kr…09.11.2025
-
Tekirdağ'da Kapsamlı Elektrik Kesintileri Duyuruldu: İ…09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#tartışma
Tartışmalarda sürekli haklı çıkma istemimiz de, içimizdeki iktidar duygusundan kaynaklanır. Bu yüzden bırakınız, ilişkinin diğer öznesi de haklı çıksın bazen; hatta çoğu zaman haklı olsun. Empati yapalım. Çünkü ikili ilişkiler, haklı olup olmama ya da bir yarış alanı değildir. Tarafların haklı çıkmaya çalışmaktan, çok birbirinden özür dilediği, hataları affettiği, açık aramayan, aksine açık kapatan olduğu ilişki sevgi temelli ve gelişkin bir ilişkidir ve fırtınalara dayanır güçlü bir ağaç gibi, kolay kolay yıkılmaz.
Mektepte bunun münakaşası haftalarca sürdü. İstanbul halkı da ekseriyetle bu mevzu üzerinde konuşuyordu. Kimi, bu sihirli icadı gidip görmeyi günah sayıyor, kimi gidip gördüğünden dolayı tövbe; istiğfar ediyor, ileri fikirliler ise bir medeniyet unsurunun daha yurda girmiş olduğuna seviniyordu.
Her şey tartışılmalı bir, her şey şeffaf olmalı iki. Ama geçmişse saplanıp kalmışsak o bizi ilerlemekten alı koyar.
Tamam, evet. Kendisi bu gece beni mahvetti. Perişan etti. İnsan içine çıkacak halim kalmadı. Madem öyle, şu andan itibaren görevimden istifa ediyorum. Bakın şimdi yarın da sorar, 'Neden hala devam ediyorsun,' diye!
Büyük beyinler fikirleri tartışır, orta halliler olayları, küçük beyinler ise insanları.
Hiç olmazsa bir kere itiraz et, başka bir fikir söyle de iki kişi olduğumuzu anlayayım.
Meseleyi mantıklıca irdelediğinizde, böylesi fikirlerin diğer fikirlerle çekişebilmesi adına en az onlar kadar serbest olmamasının bir nedeni yoktur; tabi eğer söylenmemeleri gerektiğini aramızda bir şekilde kararlaştırmadıysak.
Eğer birisi sizin onaylamadığınız bir partiye oy verirse bu konuda onunla istediğiniz kadar tartışmakta serbestsiniz; herkes bir görüş bildirecek ama bu kimseyi rencide etmeyecektir. Eğer birisi vergilerin artması ya da azalması gerektiğini söylerse bu konuda da yorum yapmakta özgürsünüz. Ancak diğer yandan, birisi "Bir Sebt günü ışık düğmesine dokunmamalıyım." derse ona şöyle dersiniz: "Buna saygı duyarım."
İyi tanıtım kötü tanıtıma tercih edilir, ancak sonuç açısından bakıldığında kötü tanıtım bazen hiç tanıtım yapılmamasından daha iyidir. Kısacası, tartışma daima satar.
Her şey incelenmeli, tartışılmalı, istisnasız olarak araştırılmalı ve kimsenin duygularına bakılmamalıdır.
Gerçeğin mutlak mantığına inanan düşünürler bu konuyu bir kadınla ciddi olarak tartışmamışlardır.
Yumuşak kalplilik de olmaz polemikte. Ölüm bir mazeret değildir. Voltaire: “Yaşayanlara saygı borçluyuz az çok.” diyor… “Ölenlere tek borcumuz kalmıştır: Hakikat“
Polemik zekaların savaşıymış. Zekalar birbiriyle savaşmaz. Kinlerin, peşin hükümlerin, gizli çıkarların savaşı, polemik. Eski bir inancı yok etmek isteyen yeni bir düşüncenin savaşı. Ve her mübariz kendi cephesinde muzaffer.
Her şey değişebilir, her şey tartışmaya açıktır. Ama dinler, Marksistler, Stalin, Hitler bunu kabul etmiyor. Bir tek bilim her şeyi tartışmaya açar. Üstelik onda da amaç, tartışmanın sonucunda doğruyu bulmak değil, ona yaklaşmaktır. Bunu da yanlışları eleyerek yapar.