Demişsin öldürem ivmezse bu sözünde şehâ
Şükr ki Şeyhî kuluna himâyetin görünür
(Ey sevgili, bu sözünden dönmezse öldüreyim demiş; şükür ki, Şeyhî kuluna himâyen görünür.)
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#şükür
Münezzehtir O Allah ki, nimeti itiraf etmeyi hamd ve şükretmekten aciz kalmayı itiraf etmeyi de şükür saymıştır.
Ayakkabısı varsa zengindir, kolu bacağı varsa sağlıklıdır derim ve sokağa baktığımda gülen insanlar varsa dünya iyiye gidiyor derim
Edebi küçümsemek, haramı küçümsemeye götürür. Haramı küçümsemek saygıyı terke götürür. Saygıyı terk etmek ise şükrü terk etmek demektir. Şükrü terk etmenin de imandan ayrılmaya sebep olacağından korkulur. Kulun imanı yalnız edeple doğru olur. Edepsizlik ise ilâhi bilginin azlığından ileri gelir.
Ramazan-ı Şerifteki oruç, hakikî ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır. Çünkü, sair vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların çoğu, hakikî açlık hissetmedikleri zaman, çok nimetlerin kıymetini derk edemiyor. Kuru bir parça ekmek, tok olan adamlara, hususan zengin olsa, ondaki derece-i nimet anlaşılmıyor. Halbuki, iftar vaktinde, o kuru ekmek, bir mü'minin nazarında çok kıymettar bir nimet-i İlâhiye olduğuna kuvve-i zâikası şehadet eder. Padişahtan tâ en fukaraya kadar herkes, Ramazan-ı Şerifte o nimetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükr-ü mânevîye mazhar olur.
Bir güzellik yap kendine! Ve sadece sahip olduklarını düşün; mutlu ol onlarla! Sahip olamadıkların üzülsün senin olmadıklarına.
Sen elde edemediklerinden dolayı kendi hayatından nefret ederken, birisi senin hayatına sahip olmak istiyor.
Her zaman sorunlarımızı düşünüyoruz ama Allah daha önce bizi birçok sıkıntıdan kurtarmıştı, onları hiç aklımıza getirmiyoruz.
Eğer biz gerçekten "Elhamdulillah" kelimesinin şuurunda olan insanlar olsaydık, şikayet etmek için bir neden, enerji ya da vakit bulamazdık.
Namaz, üzerilerinde Allah'a şükür borcu bulunan bedenin bütün organlarını çalıştırmayı içeren bir ibadettir. Şunu da ilave etmek gerekir ki namazda insanın bedeninde yaratılış gereği bulunan bütün yetenekleri son noktasına kadar iradî olarak kullanmak, kalbi niyet yoluyla meşgul etmek, azabından endişe edip rahmetini ummak (havf ve reca), hem zihni hem de aklı Allah'ı yüceltmek ve saygı göstermek aracılığıyla uyanık halde tutmak gibi davranışlar bulunmaktadır. Sonuç olarak namaz kılanın her davranışı Allah'ın o noktadaki sınırsız nimetine karşılık olarak bir şükür konumunda bulunur.
Mutluluğu elinizde tuttukça, daima küçük görünür. Ancak bir kere gittiğinde ne kadar büyük ve değerli olduğunu anlamaya başlayacaksınız.
Hayret, bazı kimseler bizden kerâmet isterler. Cihan pâdişahı elimize su döküyor, vâlideleri havlu tutuyor bundan daha büyük keramet mi olur?
Her sabah "Tanrım yeni bir gün! Şükürler olsun" demiyoruz. Ama aslında aldığımız her nefes bir hediye .