#sorumluluk

Birçok vatandaşımda bir korku ve tereddüt var. Bize soruyorlar: "Ya siz gittikten sonra yine aynı noktaya gelirsek ne yaparız?" diye. Hiç korkmayınız! Bu topraklar sahipsiz değildir. En büyük sahibi ve hakiki sahibi sizlersiniz. Yurdumuzu tekrar aynı noktaya getirenleri kulaklarından tutup temizleyeceksiniz.

12 Eylül 1980 Harekâtı'ndan sonra ne kadar büyük bir sorumluluk altında bulunduğumu o günleri yaşamış her Türk vatandaşı idrak edebilir. Bu harekâtın muvaffak olmaması demek, bir iç savaş sonucu Türkiye'nin parçalanması ve dolayısıyla bin seneye yakın bir zamandır bizim olan bu toprakların değişik ellere geçmesi, başka bir deyişle, Türklüğün ve Türklerin Asya'daki diğer Türklerin durumuna düşmesi demektir.

Tarihi günler yaşıyoruz. Tarihi günlerde tarihi sorumluluklar alınır. 1990'ların başında, karşı-devrim Avrupa'nın doğusunu silkelerken, yaşananlar hiç unutulmayacak. Tarihi bir anda takındığınız tutumun tarihi sonuçları olur. Sol adına neler yaşandı, neler yapıldı, bunlar tarihe not düşüldü. Şimdi de benzer bir dönemden geçiyoruz. Bu dönem emperyalizme karşı kesin, mutlak ve kararlı bir tavır almayanlar, dün de yazdığım gibi, yakın gelecekteki hangi meselede hangi tavrı geliştirirlerse geliştirsinler, karşı-devrimin, gericiliğin müttefiki haline gelecek. Telafisi yok, düzeltme hakkı yok. Karar anı... Yarın çok geç!

O çayı içen biri geri zekâlıdır... Ben kendi zekâmla ve felsefemle ölümü, hayatı uzatabilirim, kısaltabilirim, her şeyi yapabilirim. Peki benim köyümdekiler, anasının kuzusu çocuklar, 16 yaşındaki kız o neyi düşünsün, hangi felsefeyi düşünsün? Onun annesi hangi felsefeyle acısını yumuşatsın? Sen kimsin, o acıları onlara tattırabiliyorsun? Bu ülkenin politikacılara, yalancılara ihtiyacı yok. Kendi onuruna sahip çıkmış, kendi kişiliğine sahip çıkmış haline ihtiyacı var.

Liste
Yükleniyor…