Sizi bilmem ama ben her sabah ayakkabılarımı bağlamak için eğildiğimde "Tanrım yine mi?" diye geçiririm içimden (Kaptan yemeğe çıktı ve tayfalar gemiyi ele geçirdi kitabından)
- Henüz kategori yok.
-
Gelin Evi'nde 150 Bin TL'lik Büyük Ödül Sahibini Buldu…10.11.2025
-
Güntekin Onay'ı Hedef Alan Şüpheli, BeIN Sports Binası…10.11.2025
-
Cemre Baysel'in Aşk Hayatında Yeni Gelişme: Blok3 Sonr…10.11.2025
-
10 Kasım 2025 Pazartesi Tüm Kanalların Yayın Akışı: Sh…10.11.2025
-
ATV Canlı Yayın Rehberi: Frekanslar, Dijital Platforml…10.11.2025
-
Elle Fanning Başrollü 'Predator: Badlands' Gişede Seri…10.11.2025
-
Müge Anlı ile Tatlı Sert Yeni Sezonunda Şüpheli Ölüm v…10.11.2025
-
Tera Yatırım Teknoloji (TEHOL) 2025/9 Döneminde Net Kâ…10.11.2025
-
EPDK'dan Ekim Ayında Enerji Piyasalarında Yoğun Lisans…10.11.2025
-
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 87. Ölüm Yıldönümün…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#sorgulama
Biliyor musun Meg, kötü olanla, bize kötü olduğu öğretilenler farklı şeyler olabilir?
İstişareler arar gözlerim bulur nihayet, Gerçek sandığımız birçok şey de birer rivayet,
İnsanlar niçin böyle yaşıyorlardı? Niçin bazıları iyi bazıları kötüydü? Niye bazıları mutlu, bazıları mutsuz?
Herkes korkuyor inanışına göre öbür tarafta bana ne soracaklar diye. Ulan korkma ilk kabileler orada onların durumu daha kötü. Konuyu bile bilmiyorlar.
O kadar oku uğraş, bilim adamı ol. nasada çalış. sonuç ne ay'da yürümüş. ulan sen dünyada da yürüyodun.
PKK kamplarında helikopter iniş pistleri vardı. Orayı voleybol oynamak için mi kullanıyorlardı?
Fakat en hoşu, akşam kütüphaneme çekildiğim zaman bildiğim dört dilde kâinatın en ilginç sorunları hakkında bilgi edinebiliyor, bunlar hakkında fikir yürütebiliyor, bu dünyada ne aradığımı sorgulayabiliyor ve ertesi gün dünyaya yepyeni bir zevkle bakabiliyor olabilmemdir. Benim için kâinat bir cennettir.
1000 yıldır birileri ona “doğruyu” söylemiş, o da bunu ya baba dayağı korkusu ya cehennem ateşi korkusu ya sultan hiddeti korkusu ya paşa cezası korkusu kabullenmiştir. Sormaya sormaya, bırakın soru üretmeyi, soru sormayı unutmuştur. Sık sık dile getirildiği gibi “icat çıkarma'’ gibi bir deyimi üretecek kadar salaklaşmış bir toplumun üyesidir.
Hayvanların eti yemek için pişirme işlemine ihtiyaçları yoktur. Eti kemikten ayıklamaya da girişmezler. Madem et yemek doğal, o zaman biz ne diye hayvanlar gibi doğal yollarla yemiyoruz?
Hangisi daha alçak gönüllüdür? Açık fikirle evrene bakan ve evren bize ne gösterirse göstersin kabul eden bilim insanı mı, yoksa bu kitapta yazan her şeyin mutlak gerçek olarak kabul edilmesi ve işin içindeki tüm insanların yanılma ihtimalinin görmezden gelinmesi gerektiğini söyleyen biri mi?
(...) Eğer ki bize bazı şeylerin doğru olduğunu iddia edenlere otorite sahiplerinden şüphe duymamızı sağlayan şüpheci sorular sorma becerisinde değilsek, bu durumda önümüze gelen ilk şarlatan politikacı veya dindara kanmaya açık oluruz.
Bilim, bilgi kütlesinden daha fazlası; bir düşünme tarzıdır. Evrenin kuşkuyla sorgulanma tarzıdır. Eğer şüpheci yaklaşmamak için otoriteye kuşkucu sorular soramıyorsak o zaman tam bir kaos içindeyiz.
Bilim insanı adayı olan bu çocuklar hiçbir zaman kendilerine öğretilenleri sorgusuz sualsiz ezberlemezler ve doğruluğuna kayıtsız şartsız inanmazlar, çünkü biz bile öğrettiğimiz şeylerin doğruluğundan şüphe etmekteyiz.
Çocukluğumuzdan bu yana kutsal, dokunulmaz, eleştirilemez ve koşulsuz biat edilmesi gereken bir varlıkmış gibi öğretilen ama büyüdükçe hiç de öyle olmadığını gördüğümüz devlete de ordusuna da verecek ne canım ne de zamanım var.
Gündelik yaşamda, birçok sektör ve tesiste insan menfaati için sömürülen, öldürülen ancak hiç sesleri duyulmayan bu hayvanları, ben nasıl 18 yaşıma gelene kadar fark etmemiştim?