Amerikan Devleti'nin bize emrettiği ve öğrettiği gibi hissetmiyorum. Bakın söylüyorum. Benim aklım öyle çalışmıyor. Bir moron gibi yaptığım bir şey var adı: Düşünmek. Kendi görüşlerimi de oluşturmayı sevdiğim için pek iyi bir Amerikalı değilim. Bana söylendiği anda yere yuvarlanmıyorum. Ne yazık ki çoğu Amerikalı emir verildiği anda yere yuvarlanır. Ben böyle değilim. Hayatımda uyduğum kesin kurallarım var. Birinci kuralım: Devletin bana söylediği hiçbir şeye inanmamak. Hiçbir şeye.
- Henüz kategori yok.
-
Barcelona'nın Celta Vigo Deplasmanı: Kadro Sakatlıklar…10.11.2025
-
Kocaelispor Başkanı Durul'dan Adil Lig ve Kulüp Hedefl…10.11.2025
-
Breaking Bad Yaratıcısı Vince Gilligan'dan Yeni Bilim …10.11.2025
-
Arda Güler'li Real Madrid, Rayo Vallecano ile Berabere…10.11.2025
-
Katy Perry'den Orlando Bloom Ayrılığına Duygusal Veda:…10.11.2025
-
La Liga'da Celta - Barcelona Karşılaşmasında Erken Gol…09.11.2025
-
Uluslararası İşbirliğiyle Viyana'da Terör Hedefli Hama…09.11.2025
-
Trabzonspor, Manisa Basket'i Deplasmanda Mağlup Ederek…09.11.2025
-
Van Ferit Melen Havalimanı Erken Açılıyor: Uçuşlar 17 …09.11.2025
-
NBA Heyecanı: Bucks, Rockets Karşılaşması Canlı Yayın …09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#sorgulama
Benim İsa'ya inanışım ve itirafım bir çocuğunki gibi değil. Benim şükrettiğim şey bir kuşku ocağına doğmak.
Adil olmayan yasalar mevcuttur: Onlara itaat etmekle yetinelim mi, yoksa bu yasaları değiştirinceye kadar onlara itaat mi edelim, yoksa bu yasaları ihlal mi edelim? (...) Fakat bilinmelidir ki, devletin kendisi çözüm olarak mevcut kötülükten daha kötüdür.
Felsefe, saf bir biçimde kendimize ve etrafımıza bakma kararımızdan başka bir şey değildir.
Haksız yasalar vardır. Onlara memnuniyetle itaat mi edelim, yoksa değiştirme çabasına mı girelim?
Tanrı, dünyayı, denizi ve çölü, atı, rüzgârları, kadını, kehribarı, balıkları ve şarabı yaratarak ne anlatmak istedi?
İnsanin aklına ilk gelen sözcük "anlamsız" oluyor, ama İdris onu zihninden kışkışlıyor. İnsanlar habire bunu söyler. "Anlamsız bir şiddet eylemi. Anlamsız bir cinayet." Anlamlı bir cinayet islenebilirmiş gibi.
Hayatım boyunca konuşmak için sadece on kelime seçmek zorunda kalsaydım, bunların ilki, "Neden?" olurdu
Apaçık yanlış şeylere tartışmasız inanmak, insanlığın en ağır maliyet getiren budalalığıdır.
Bir iktidar için en tehlikeli insan hüküm sürmekte olan batıl inançlardan ve tabulardan bağımsız olarak konuları kendince yorumlayıp çözümleyebilen insandır. Çünkü böyle birisi kaçınılmaz olarak iktidarın sahtekar, aklî dengesi olmayan ve asla katlanılamaz olduğuna karar verir.
Milyonlarca insan derin, akıllara durgunluk veren bir yoksulluk içinde doğarak yaşamakta ve ölmekte. Bu böyle mi olmalı..?
Bir şeye sırf kulaktan duydunuz diye körü körüne inanmayın, birkaç kuşaktan beri itibar görüyorlar diye, geleneklerin de doğru olduğuna inanmayın. Sırf hocalarınızın ya da rahiplerin otoritesine dayanıyor diye hiçbir şeye inanmayın. Ancak bizzat hissettiğiniz, denediğiniz ve doğru olarak kabul ettiğiniz, kendinizin ve başkalarının hayrına olan şeylere inanın ve tutumunuzu onlara uydurun.
Ama, -dürüst olalım- bu aşırı kalabalık dünyada ortalama insan kendine nasıl anlamlı bir yaşam kurabilir ki?