Şimdi beni uçurumdan atsan, düşene kadar aklımdaki tek şey; sırtıma değen ellerin olurdu.
- Henüz kategori yok.
-
Makhachev'in İkinci Kemer Yolculuğu ve Emeklilik Spekü…13.11.2025
-
Jacob Elordi, Guillermo del Toro'nun 'Frankenstein' Fi…13.11.2025
-
Kısmetse Olur İle Tanınan Onur Alp Çam, WWE Tryout Pro…13.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Elenen İsim Belli Oldu: Onur Ved…13.11.2025
-
Efsanevi Çizgi Roman 'V for Vendetta' HBO'da Diziye Dö…13.11.2025
-
Russell Crowe ve Rami Malek'li "Nuremberg", Nazi Lider…13.11.2025
-
Kağıthane'de Apartman Dairesinde Doğalgaz Patlaması: B…12.11.2025
-
Fabrika İşçiliğinden Beyazperdeye: Şener Şen'in Eşsiz …12.11.2025
-
Oppenheimer'dan Yakınlık Koordinatörlerine: Modern Hol…12.11.2025
-
Torino'daki ATP Finalleri: Sinner'ın Yükselişi ve Reko…12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#sevgi
Ve... Şunu söyleyeyim yeni kurulan bu televizyon dediğim gibi barışa ve kardeşliğe hizmet etsin ve hepinizi sevgiyle ve hasretle kucaklıyorum. Hoşça kalın, dostça kalın arkadaşlar.
Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ızdırabın gömleğini de kendiliğinden giyerler.
Belki de ölüm dediğimiz şey; tül kadar ince ve bulanık bir zarın arkasında gizlenmek, oradan etrafı dinlemek, görmek, oradan sevdiklerine hasret çekmektir.
Vatan ve millet, vatan ve millet oldukları için sevilir. Bir din, din olarak münakaşa edilir, ret veya kabul edilir.Yoksa, hayatımıza getireceği kolaylıklar için değil.
Düşünce, sanat, yaşama aşkı, hepsi sende toplandı. Hepsi, senin hüvviyetinde birleşti. Senin dışında düşünememek hastalığına müptelâyım.
Vücutlarımız, birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir. Asıl mesele, birbirimize hayatlarımızı verebilmektir. Baştan aşağıya, sadece bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip oradan tek bir ruh olarak çıkabilmektir.
Hemen herkesin yalnız kendisinin anlatabileceği bir hikâyesi vardı. Hemen herkes birkaç kişiye ağlıyor ve âkıbetini hâlâ bilmediği bir sevdiğini bekliyordu.
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, Eshâb-ı kirâmı yıldızlara benzetdi. Yıldıza uyan, yolu bulur. Ehl-i beyti de, gemiye benzetdi. Çünki gemide olanın, yıldıza göre yol alması lâzımdır. Yıldızlara göre yürümezse, gemi sâhile kavuşamaz. Görülüyor ki, boğulmamak için, hem gemi, hem yıldız lâzım olduğu gibi, Eshâb-ı kirâmın hepsini ve Ehl-i beytin hepsini sevmek, saymak lâzımdır. Birini sevmemek, hepsini sevmemek olur. Çünki, insanların en iyisinin sohbeti ile şereflenmek fazîleti, hepsinde vardır. Sohbetin fazîleti ise, bütün fazîletlerin üstündedir.
Canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr
Öyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim
Ne alnımızda bir ayıp, ne koltuk altında saklı haçımız. Biz bu halkı sevdik ve bu ülkeyi. İşte bağışlanmaz korkunç suçumuz.