- Henüz kategori yok.
-
Jacob Elordi, Guillermo del Toro'nun 'Frankenstein' Fi…13.11.2025
-
Kısmetse Olur İle Tanınan Onur Alp Çam, WWE Tryout Pro…13.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Elenen İsim Belli Oldu: Onur Ved…13.11.2025
-
Efsanevi Çizgi Roman 'V for Vendetta' HBO'da Diziye Dö…13.11.2025
-
Russell Crowe ve Rami Malek'li "Nuremberg", Nazi Lider…13.11.2025
-
Kağıthane'de Apartman Dairesinde Doğalgaz Patlaması: B…12.11.2025
-
Fabrika İşçiliğinden Beyazperdeye: Şener Şen'in Eşsiz …12.11.2025
-
Oppenheimer'dan Yakınlık Koordinatörlerine: Modern Hol…12.11.2025
-
Torino'daki ATP Finalleri: Sinner'ın Yükselişi ve Reko…12.11.2025
-
12 Kasım 2025 Altın Piyasası: Gram Altın Yükselişini S…12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#özgürlük
Rıza ancak aksini tercih ettiğinizde ezilmeyeceğiniz, aç kalmayacağınız, dışlanmayacağınız, dövülmeyeceğiniz şartlar sağlandığında rızadır.
İster Almanya Berlin'de olalım, Türkiye'de, Şengal'de, Kürdistan'da ya da dünyanın herhangi bir noktasında olalım kadınların özgürlüğü ve eşitliği için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Bununla gurur duyuyorum. Sizlerin huzurunda bu mücadelenin süreceğini belirtmek istiyorum. Hep beraber bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
İnsan hakları, kadın hakları ve cins eşitliği bakımından, ezilen halkların, Kürt halkının ve DAİŞ'e karşı Şengal ve Rojava'da savaşan kadınların özgürlük mücadelesi bakımından daha fazlasını yapmam gerektiğini gösteriyor. Türkiye'de cezaevlerinde işkence gören kadınlar için, özgürlük mücadelesinde hayatını ortaya koyan kadınlar için bu yolda yürümeye devam etmemiz gerektiğini gösteriyor. Birlikte bu yolda yürüyeceğiz.
Ben sanatçı için bütün bir özgürlüğün olduğuna inanmıyorum. Kendine kalsa, istediği her şeyi yapmak için özgür, ancak genelde hiçbir şey yapmaz. Eğer sanatçı için ilham beklerken tehlikeli bir şey varsa hayatında bu özgürlüğünün sorunudur.
Batıda başarılı bir kadın cinsel özgürlüğünü yaşayan kadın olarak tanımlanıyor, doğuda ise cinsel özgürlüğünden vazgeçmiş bir kadın başarılı bulunuyor. Bunların ikisi de başarı için bir kriter olmamalı.
Rusya'da mizah ve karikatür yoktur. Hitler'in ne kendisi ne de Almanya'sı gülmüştür.
Benim çalışmalarım da kurallar içinde kuralsızlıktır. Biraz özgürlüktür. Açıkçası sanatçı da özgürdür. Düşüncesinde de konuşmasında da her şeyinde sanatçı özgürdür. Onu bağlayıcı hiçbir şey yoktur. Yani sanatçıya bu özgürlüğü veren sanattır. Sanat kurallar içine hapsedilmiş değildir.
Özgür bir insanın, ölümden daha az düşündüğü bir şey yoktur; bilgelik ise, ölüme değil yaşama kafa yormaktır.
Kürdü ezen Türk de özgür olamaz. Kürdün özgürleşmesi için savaşmayan sosyalistlere de sosyalist denmez.
Kıbrıslı Türkler bu adada çok itildi, çok kakıldı, göçmen oldu ve birtakım ciddi sıkıntılar yaşadı. Ancak 1974'te Türkiye'mizin haklı gerekçelerle ve garantörlük hakkını kullanmasıyla yaptığı müdahaleyle Kıbrıs Türkü, bağımsızlığına, özgürlüğüne ve hür yaşamına tekrar kavuşmuştur. Şimdi artık gelinen aşamada gerçek anlamda bir devlet olmanın verdiği bütün nimetleriyle, bir Maraş açılımıyla, yapılacak olan çalışmalarla buradaki insanlarımızın refahı, kaliteli ve müreffeh bir yaşama kavuşması için elden gelen her şey yapılmaktadır.
Gerçek anarşist şiddet nefretten değil, sevgiden kaynaklanır; asil bir güçtür, çünkü bir tahakküm biçimi yerine bir başkasını değil, herkesin özgürlüğe kavuşmasını amaçlar.
Şiddet otoritaryanizmin bütün özünü oluşturur; tıpkı şiddetin reddinin anarşizmin bütün özünü oluşturması gibi.
Yani özgürlüğün birinci sıraya konulmadığı ve vazgeçilmez olarak görülmediği her devrim, kölelikle sonuçlanacaktır tarihte olduğu gibi.
Sokağa çıkıp yürümeye başladıǧımızda, her bir metrede bir görünmeyen duvara çarparız. Toplumun, devletin ve sistemin görünmez duvarlarıdır çarptığımız. Kafamızı çarptıǧımız her duvar bir metrede bir bize itaati, uysallığı, disiplini, korkuyu ve boyun eğmeyi hatırlatır. Fiziki olarak hapishanede olmasak bile, duvarları görünmez bir hapishanenin içindeyiz hepimiz. Yasaların, tabuların ve kuralların görünmez duvarlarının büyük hapishanesinde...
Siz sadece kendiniz ihtiyaç duyduğunuzda özgürlük diyorsunuz, ben ise her zaman ve her koşulda. Ben özgürlüğü hemen, şimdi, burada istiyorum. Siz ise onu belirsiz bir geleceğe erteliyorsunuz. Ben bugünü, şimdiyi istiyorum, siz bana belirsiz bir yarını vadediyorsunuz. Siz iktidarda olmadığınız için iktidara karşısınız, iktidarı ele aldığınız an halka karşı olacaksınız. Ben ise her durumda her türlü iktidara karşıyım. Siz iktidara değil, o iktidarın başkalarının elinde olmasına karşısınız. Kendiniz iktidarı aldığınızda, yıkmak istediğiniz sistemin bütün kurumlarını -hapishaneleri, bakanlıkları, valilikleri vs...- aynen devam ettireceksiniz. Siz iktidarı istiyorsunuz, bense özgürlüğü. Siz iktidar ve devlet olmadan özgürlük olmaz diyorsunuz, ben ise iktidar ve devlet varken özgürlük olmaz diyenlerdenim. Ben ise bütün bu kurumlarına karşıyım. Siz amalarla konuşuyorsunuz, benim sözlüğümde ise amalara yer yok. İnsana ve onun yaratıcılığına inanıyorum. Siz hep "biz" diye konuşuyorsunuz, ama arkanızdaki "biz"i sorgulamıyorsunuz. Ben ise, başkasının adına konuşma yetkisini kendimde görmüyorum. Aramızdaki fark bu.
Sistemden binbir zorlukla kurtardığımız, kalan bir avuç bireysel özgürlüğümüzü de, özgürlüğü aramak ve onun uğruna mücadele etmek için gönüllü olarak gittiğimiz grup, topluluk, kurum, sendika, partiler vs… elimizden alıyor. Böyle kurumların yaptığı ilk iş kendilerine gönüllü olarak gelen bireylerin içindeki özgürlük duygusunu ve ben’i öldürmek oluyor.
Ne yazık ki, geriye ne bireysel ne de topluluk olarak özgürlük kalıyor. Çünkü “ben”in olmadığı yerde, “biz” de olmaz. Birey, özgürlük ararken, hiyerarşik zincirin bir parçası, makinenin bir vidası olmaktan kurtulamıyor. Bu kurumlar, sanki bir at’mış gibi bireyi tımar ediyor, onun davranışlarını yeniden düzenliyor, onu kısıtlıyor. Geriye ise ne ben, ne de biz kalıyor ne yazık ki.
Özgürlük, yarının değil, bugünün şimdiki ânın sorunudur. Dönüşüm ve değişim de şimdiden, burada başlamalıdır. Bu da iktidarı ele geçirerek ve başka bir baskı mekanizması kurarak değil, hiyerarşiden mümkün olduğunca arınarak, kendi içinde bir gerçek dönüşümden, doğrudan demokrasiden geçer.
Özgürlük ile mutluluk arasında bir bağ vardır. Fakat kendisini mutlu hisseden insan, her zaman özgür hissetmeyebilir. Ya da kendisini özgür hisseden insan, her zaman mutlu hissetmeyebilir.