- Henüz kategori yok.
-
BDDK'dan Kredi Kartı İşlemlerine Gece Saatleri İçin Ye…12.11.2025
-
İzmit Belediye Başkanı Hürriyet'ten Çevre Tepkisi: "Ka…12.11.2025
-
Altın Fiyatlarında Son Durum: Düşüş, Uzman Görüşleri v…12.11.2025
-
Oyuncu Nilsu Berfin Aktaş'ın 75 Bin TL'lik Restoran He…12.11.2025
-
Şanlıurfa'da Düğünde Kanlı Park Yeri Kavgası: Bir Genç…12.11.2025
-
TOKİ Sosyal Konut Projesi Başvuru Detayları ve Güvenli…12.11.2025
-
Trump'ın Ekonomi Politikaları Eleştiriliyor, Demokratl…12.11.2025
-
Milliyet Gazetesi'nin Haber İçerikleri: Çeşitli Kaynak…12.11.2025
-
İzmir Büyükşehir Belediyesi İşçileri Ödenmeyen Hakları…12.11.2025
-
Kızılcık Şerbeti'nde Büyük Değişim Rüzgarları: Kadro A…12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#insanlık
Başka canlılara ‘ille ben’, ‘önce ben’ aymazlığımızda yaptıklarımızın yeni farkına varıyoruz. Acıtıyor, utandırıyor, öfkelendiriyor. Buradan yola çıkıp, türümüz olmasaydı dünya kurtulurdu demek kolay. Kolay olduğu kadar bizi umutsuz kılan, kötümserliği besleyen bir tutum. Salgın hastalıklar gibi yayılan, bizi edilgenliğe sürükleyen, totaliter rejimlerle güçlü liderlere kucak açmamıza neden olan, benden sonra tufan anlayışına çanak tutan bir tutum. Tarihimiz boyunca kabile, aile, din, devlet, cinsel aitliklerimizle taraflaştık. Hepsinde ‘öteki’ne karşı ayrı ‘biz’ler yarattık. Sıra tür aitliği oluşturmamızda. ‘Biz’ sözcüğünü biz insanlar anlamında kullanmamızda. Umudu öldürerek, kendimizden utanarak yaşayacaksak canlıları, dünyayı kucaklayan bir gelecek yaratamayız. Evrende başka olası hayatlara bizi düşmanlaştıracak ötekini beklemeden ‘Biz insanlar’ bilincine varabilmeliyiz.
Anarşizmin tek amacı, hangi biçimde olursa olsun, bazı insanların insanlığa karşı mücadelesinin durduğu bir noktaya ulaşmaktır.
Bir semtin sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa orada yaşayın; çünkü komşularınız güzel insanlardır.
Umuyorum ki, çocuklarımızı Tanrı'ya değil, insanlığın gizli gücüne inanacak şekilde yetiştireceğiz.
İnsanlar ilk başta zorunluluklarını duyumsar, sonra faydalı olanı arar, ardından ise konforla meşgul olurlar. Buna kendilerini zevk ve eğlence ile oyalamaları eşlik eder. O zamandan sonra sefahatin içinde rezillikleri boy verir, ve nihayetinde çıldırarak kendi varlıklarını tüketirler.
Halkların doğası önce kaba, sonra şiddetli, sonra iyi huylu, sonra narin, sonunda çözülmüş.
Bilgi ağacı yaşam ağacı değildir! Ruhumuzun güzelliklerini dışarı vurabilir miyiz? Veya şeytan ile yoğrulmuş bir çok eğitimli nesilleri? Cehalet öğrenilemez.