Bir idolüm yok benim. Bir önderim, bir liderim yok. Elbette insanlığın özgürlüğü için mücadele edenlere saygım var. Ama saygıdan öte hiçbir borcum, minnetim yok. Herkese ve her şeye eleştirel yaklaşıyorum. İnsanların kendi düşünce, ideoloji ve inançlarını başkalarına dayatmalarına karşıyım. İsteyen, istediğine özgürce inanabilmeli, ama bunu başkalarına dayatmamalı. Kendi inançlarını, ideolojisini, standartlarını kendi dünyasında yaşamalı. Bir kutsalım yok benim, tek bir isteğim amacım var. Sonsuz ve nihai özgürlük. Yalnızca kendim için değil, tüm insanlık için. Bir gün bu ütopyanın gerçekleşeceğine yönelik inancım tam. Özgürlükten daha değerli hiçbir şey yoktur bu dünyada ve de olamaz. Çünkü diğer tüm şeyler talidir özgürlük idealinin yanında. Birbirini sınırlayan değil, tam anlamıyla birbirini çoğaltan ve sonsuzluğa kadar giderek genişleyen bir özgürlük. Tek bir liderim var, tek bir önderim: o da kendim. Kendi ayağımın üstünde, hiçbir değere, kuruma ve inanca yaslanmadan duruyorum ve de sonuna kadar kendi ayaklarımın üzerinde duracağım hiçbir şeye, hiç kimseye ve hiçbir kuruma asla boyun eğmeden.
- Henüz kategori yok.
-
Tether, Altın Rezervlerini Güçlendirmek İçin HSBC'nin …12.11.2025
-
Kıbrıs Açıklarında 5.2 Büyüklüğünde Deprem Hissedildi12.11.2025
-
İsrail'in Kıbrıs Stratejisi: Doğu Akdeniz'de Gerilimle…12.11.2025
-
Japonya'da 6,8 Büyüklüğündeki Deprem Hafif Tsunamiye Y…12.11.2025
-
Kasım Ayında İki Büyük Halka Arz: Pasifik Holding ve V…12.11.2025
-
Müge Anlı ile Tatlı Sert'te Kayaslan Vakası ve ATV Can…12.11.2025
-
BDDK'dan Kredi Kartı İşlemlerine Gece Saatleri İçin Ye…12.11.2025
-
İzmit Belediye Başkanı Hürriyet'ten Çevre Tepkisi: "Ka…12.11.2025
-
Altın Fiyatlarında Son Durum: Düşüş, Uzman Görüşleri v…12.11.2025
-
Oyuncu Nilsu Berfin Aktaş'ın 75 Bin TL'lik Restoran He…12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#inanç
Aslında öğrenirken, daha temelde yanlışlık yapıyoruz. Bildiğimizi sandığımız çoğu temel ve basit bilgiyi bile, doğru olarak bilmediğimizi görebiliriz şöyle bir kendimizi yoklarsak. Bizim asıl trajedimiz her şeyi bildiğimizi düşünürken, aslında daha alfabelik çocuk olduğumuzu fark edemememizden kaynaklanmaktadır. Bildiğimizi düşündüğümüz temel bilgiler eğer doğru kurulmazsa, onun üzerine eklediğimiz bilgiler de sağlam temeller üzerine oturmayacak ve eklektik olarak kalacaktır. "Ben bunu biliyorum." diyerek o bilgiyi bildiğimizi farz ediyor ve bir daha ona geri dönmüyoruz. İşte ana yanılsamamız, çeşitli konular arasında diyalektik bir ilişki kuramayışımızdan geliyor. Bunun sonucu ise sorgulamaktan kaçmamız oluyor. Sorgulamaktan kaçtığımız gibi, sorgulayanları da engellemek istiyoruz. Çünkü aslında kendi bilgimize, ya da inancımıza, düşüncemize güvenimiz yok. Einstein'ın dediği gibi, "Evrendeki en büyük ziyan sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir." Hepsi çürük temeller üzerinde yükseliyor. Kendi inancını, ideolojisini, dünya görüşünü tam olarak ortaya koyabilecek kaç tane insan vardır? Şu bir gerçek ki, bu tür insanların sayısı çok azdır. Bu psikolojik deneylerle kanıtlanmıştır. Çünkü insanların çoğu bilmeden inanırlar. Ta ki bir gün bilgi evimiz kafamızın üzerine çökene dek böyle de gidecek.
Beynin kolaylıkla etkilenebilir olduğu yaşamın ilk yıllarında, boyuna yinelenerek aşılanan bir inancın hemen hemen bir içgüdü niteliğini kazandığı belirtilmeye değer.
Ateist olduğumu söyleyecek dürüstlüğüm var. Kişisel bir Tanrı fikrini destekleyen hiçbir şey yoktur.
Kutsal Kitap'taki yalın yaratılış resmi, on yedinci yüzyıl sonlarında inandırıcılığını yitirmeye başladı.
Ben Ernesto'ydum sadece Ernesto, sizde sadece bir şey olarak var olursunuz. Che olmayı kendim istedim, sizde inanırsanız olursunuz, inanırsanız.
Bir şeyi yapmak için onu çok sevmelisiniz. Bir şeyi sevmek için ona delicesine inanmalısınız.
Şu âna kadar herhangi bir şeyle çelişmemiş olan gözlem; mucizelerin, yalnızca ona inanıldığı dönem ve ülkelerde ve ona inanmaya ikna edilmiş insanların önünde gerçekleştiğini öğretir.
Gerçek inanç sahibinin kafası âdeta demir bir çember içine alınmıştır; her türlü bilime kapalı ve yeni olabilecek her şeyi öğrenmekten âcizdir.
Artık sahip olmadığım bir inancın hala beni yönettiğini hissediyorum. İnancın özelliği, kaybolmasına rağmen hala etkili olmasıdır.
Eski Ahit'i "Tanrı'nın kelamı" olarak görmüyorum, yapılan tarihsel araştırmalar Eski Ahit'in çok değişik zamanlarda yaşanmış, birbirlerinden çok farklı kişiler tarafından kaleme alındığını kanıtlamaktadır, ayrıca Teizme inanmıyorum.
En ilkel çamur ve tahtadan yapılan putlardan, günümüzdeki devlet, lider, üretim ve tüketim gibi putlaştırılmış bir Tanrı tarafından kutsanan putlara kadar devam eden insanlık tarihi esas olarak putlara tapınmanın tarihidir.
Bir öğreti ne kadar mantıksız olursa olsun, toplum tarafından kabul edilerek güç kazandığı zaman, milyonlarca insan kendilerini dışlanmış ve izole edilmiş hissetmektense ona inanmayı tercih edecektir.
Sevmek, kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir. İnancı az olanın sevgisi de azdır.
Sevginin yalnızca ayrıcalıklı bireysel değil de sosyal bir olgu olarak gerçekleşebilirliğine inanmak, insanın doğasını bilerek temellendirilmiş ussal bir inançtır.
Mantıklı düşünce kavramından bir kuramın oluşturulmasına doğru atılan her adımda inanca gerek vardır.
İnançlı olabilmek cesur olmayı, tehlikeye atılabilmeyi, acı ve düş kırıklığına hazırlıklı olmayı gerektirir. Emniyet ve güvenliği yaşamın birinci koşulu sayanlar inançlı olamazlar.