#ihanet

Ben sürekli kazık yedim, artık kazığı çok iyi biliyorum. Ama insanı geliştiren şeyler de o kazıklar maalesef. Köteği yedikçe insanın derisi güçleniyor. Kabuk bağlayan yara daha kuvvetlenirmiş. Mesela bir yerinizi kanatın orası kabuk bağladıktan sonra daha sertleşirmiş yani deriniz. Aynen o misal ben de arkadaşlarımı tanıya tanıya hayatı tanıdım.

MHP'nin bir defa Hocaefendi'ye saldırısı gerçekten bana göre ihanet derecesindedir. Çok çirkin bir şey. Hocaefendi işi gücü bırakmış da Bahçeli ile mi uğraşacak? Bir defa onun bulunduğu makam, meşgalesi böyle bir şeye müsaade etmez. Çok çirkin, çok ayıp. Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum. Burada Bahçeli'nin kendisini check etmesi, kendiyle uğraşması lazım. Ben inanıyorum ki aklıselim sahibi ülkücü kardeşlerim de bunun bu yaptıklarından ciddi manada rahatsızlar. Böyle bir yaklaşım olmaz. İhanet derecesinde.

Bu kadar abuk sabuk şey olmaz. Dünyada hazırlık sınıfı denen bir olay yoktur. Hazırlık sınıfı yabancı bir ülkeye gelen yabancı öğreniciye verilir. Demek ki Türkiye’de arkadaşlar! Türkiye’de Türk genci kendi vatanında yabancı öğrenci durumuna getirilmiştir. Bu sömürgeleşmeden de öte bir şeydir. Bu büyük ihanettir. Bu işi yapanlar, savunanlar, buna alet olanlar, bunlar büyük bir ihanet içindedirler. Hele bunlar bir de Atatürkçüyüm diyorsa, tam sahtecidir. Çünkü Atatürk’ün en büyük mücadele ettiği mesele buydu. Onun için gerçek Atatürkçüler, gerçek milliyetçiler, gerçek emperyalizme karşı olan sol eğilimliler, neredesiniz arkadaşlar? Hepiniz birleşin ve Batı’nın bu alçakça oyununa ve bunun içeride işbirliğini yapan kuyruk takımına karşı çıkın ve bu milleti ilelebet tarihten adının silinmesine engel olun.

Mürted, Müslüman olduktan sonra İslam'dan çıkan insan demektir. Bununla alakalı olarak dinin hükmü de, "İslam’dan çıkanın öldürülmesi" şeklindedir. Yaşadığımız dünya şartlarında hainliği, vatana ihaneti nasıl cezalandırıyor sistemler? Bir ülkeye ihanet basit bir ceza ile cezalandırılmıyor da, İslam gibi bir dinden çıkmak nasıl ortada bırakılabilir sizce?

Gezip durdum perişanlar gibi, Kah sahillerde kah cadde boylarında. Hayal kurup sen diye, Ağaçlara dağlara taşlara sarıldım, Elleri güldürecektim halime. İhanetin aklıma geldi, Vazgeçtim! Açıp ellerimi yalvardım Allah'a! Bir defacık tutmak için ellerini. Koklamak için saçlarını, Adaklar adayacaktım Evliyalara! Umursuzluğun aklıma geldi, Vazgeçtim! Kahırdan başka ne vardı sanki verdiğin? Acıları zevk alır hale getirmiştin. Yine de görmek için seni Şeytan'a uyup; Bir daha bozacaktım yeminimi. Vedalaşmadan gidişin aklıma geldi, Vazgeçtim! Paylaştığımızı sandığım Güzel günler hatırına. Şuçlu benmişim gibi, Af dileyecektim gözlerine bakıp, Her türlü cezana razı olacaktım. Boynumu büküp, Bir daha gelecektim kapına. Başkasını sevdiğin aklıma geldi, Vazgeçtim!

Döneklik zor şey, bir kez ihanet ettiğiniz zaman herkesi ihanete zorlamaya başlarsınız. (...) Onlar için kavgayı sürdürenler vicdan azabı gibidir. Herkes dönsün, herkes ihanet etsin isterler. Çünkü herkesin döndüğü yerde "dönek", herkesin ihanet ettiği yerde de "hain" yoktur.

Gerçi ahval-i malume sebebiyle dinime, vatanıma, milletime arzu ettiğim kadar hizmet etmeye vakit ve imkan bulamadım ise de, asla ihanet etmedim. Vakıa sizin mütalaat-ı saiyyenizi kabul edip Anadolu'ya gidemedim... Şimdi burada zelilane ve sefilane kalmaktan ise, Anadolu'da at sırtında olmalıydık. Zaten ecdadımızın taşıdıkları sarıklar, kendi kefenleriydi. Fakat ne yapalım. Bu fikri, Anadolu'ya gidip ordunun başına geçmem lüzumunu dünürüm bulunan Sadrazam Tevfik Paşa'ya açtığım zaman, büyük bir muhalefete uğramıştım. 'Böyle bir avantüre giremezsiniz' dedi. Hatta her kalbe göre şekil alan Sadr-ı Esbak İzzet Paşa ve Ali Rıza Paşa biçarelerini üzerime sevk etti... Hayli mücadele ettim. Nihayet mağlub oldum... Çünkü bana dediler ki; "Mustafa Kemal Paşa ile muhabere ve mukabele ettik. Ba'de'z-zafer zat-ı hümayunlarına her halde bey'at edecektir. Onun istemediği yalnız Damat Ferid Paşa'dır. Galip gelirse galebe nam-ı hümayunlarına, huda ne-kerde mağlup olursa kendi hesabınadır. Vaktiyle Enver, Tal'at mağlub oldular. Hatalarını tashih için zat-ı hümayunları düvel-i galibe ile şimdi mücahede ediyorsunuz. Allah göstermesin, Anadolu'da zat-ı şahaneleri mağlub olurlarsa vaziyeti kim kurtarır?"

Birincisi, rahmet olsun biraderim Sultan Reşad'ı müteakib makam-ı saltanatı kabul etmekle hata ettim. İkincisi; Mütareke kabinelerine, başta Ferid Paşa olduğu halde Tevfik Paşalar, İzzet Paşalar, Ali Rıza ve Salih Paşalar gibi milletin, devletin kalbur üstünde görülen ricaline rabt-ı tali' ederek aldandım. Doğrusu bunların memlekete hizmet edemeyeceklerine ve bana ihanette bulunacaklarına ihtimal vermedim.

...Facialara kalkan olamadım ise de; siper sâika (paratoner) vazifesi gördüm... Bütün musibetleri üzerime çektim. Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım. Dinine, devletine, vatanıma ve milletine hıyanet edenlerin aziz Allah'ın kahreden kudretli gücüne hedef olması için yakarıyorum...

Liste
Yükleniyor…