- Henüz kategori yok.
-
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde Ajax Deplasmanında K…09.11.2025
-
Louvre Müzesi'ndeki Büyük Soygun: Yeni Gelişmeler ve G…09.11.2025
-
Karaağaç'ta Yaşlıların Kaybolma Riskine Karşı Teknoloj…09.11.2025
-
Fenerbahçe'de Szymanski İçin Ayrılık Rüzgarları: PSV D…09.11.2025
-
Göztepe, Trendyol Süper Lig'de Kasımpaşa'yı Deplasmand…09.11.2025
-
Ederson'dan Avrupa'da Destansı Performans: Fenerbahçe'…09.11.2025
-
Guardiola'nın 1000. Maçında Manchester City, Liverpool…09.11.2025
-
İspanya La Liga'da Mallorca - Getafe Karşılaşması Canl…09.11.2025
-
Eredivisie'de Kritik Randevu: Go Ahead Eagles - Feyeno…09.11.2025
-
Fenerbahçe'nin Yıldızı Talisca, Flamengo Transferi İçi…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#hafıza
İkinci Dünya Savaşı'nda dünya tarihi açısından önem taşıyan bir zafer kazandık. Ancak bu savaşta 20 milyondan fazla Sovyet vatandaşı öldü, 70.000 kasabamız ve köyümüz harap oldu ve ulusal zenginliğimizin üçte biri yok oldu. Savaşın yaraları artık sarıldı. Bugün Sovyetler Birliği, her zamankinden daha güçlü ve müreffeh bir ülkedir. Ancak savaşın bize verdiği dersleri çok iyi hatırlıyoruz ve Sovyetler Birliği halklarının barışa bu kadar çok değer vermesinin nedeni budur; bu nedenle partimizin ve hükümetimizin barış politikasını güçlü bir şekilde onaylıyorlar.
Bu yaşlı adam benim büyükbabamdı. Bu fotoğrafa her baktığımda, Soykırım'ın bir daha asla yaşanmaması için güçlü olmamız ve kendimizi savunmamız gerektiğini hatırlıyorum.
Sürekli bir eksiklik duygusu, zaman zaman akla gelen, uysal bir diş ağrısına benzeyen acı: Unutmak buydu.
Dil, sadece bugün değil, totaliter ideolojilerin hiç sevmediği o farklı dündür de; yani hafızadır, özellikle bugün bizim için çok ama çok gerekli olan hafıza. Dil, kendisine yüklenen misyonlarla aynı zamanda yarındır da; yani gelecektir, bizi ve çocuklarımızı çok ama çok yakından ilgilendiren gelecek.
İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne yaptığınızı da unutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.
Bilgi denen şey ne kadar da garip! İnsanın zihnine bir kez girmeyegörsün, kayalara yapışan liken misali tutunuyor, bırakmıyor.
Eskiden bildiğimiz yerler, kendilerini kolaylık olsun diye yerleştirdiğimiz mekanlar alemine ait değillerdir sadece. O zamanlarki hayatımızı oluşturan, birbirine bitişik izlenimlerin ince bir dilimidirler; belirli bir görütünün hatırası, belirli bir anın özleminden ibarettir; ve evler, yollar, caddeler de, heyhat, seneler gibi ucup giderler.
Özgür yaşamaya alışmış bir kenti kim ki ele geçirir de yıkmaz ise onun tarafından yıkılmayı beklemelidir; çünkü bir başkaldırıda, özgürlük adı ve ayrıca ne geçen zamanın uzunluğunun ne de yapılan hiçbir iyiliğin belleklerden silemediği eski görenekler ona sığınak olur. Ne yaparsan yap, neye girişirsen giriş, eğer o kentin yerlilerini sürmekte, dağıtmakta duraksarsan, asla, ne bu adı ne de bu alışkanlıklarını unutmazlar ve en küçük bir fırsatta bunlara sarılırlar.
Hafızasız bir yaşam, yaşam değildir.... Hafızamız bütünlüğümüz, düşüncelerimiz, duygularımız hatta hareketlerimizdir. Onsuz, hiçbir şeyiz.
Yaşamınızı oluşturan temelin hafıza olduğunu fark etmeniz için ufaktan ufağa hafızanızı kaybetmeye başlamanız gerekiyor.
Gittiğimiz yerlere zincirlerimizi de götürürüz kendimizle birlikte. Hiçbir zaman tam bir özgürlük değil kavuştuğumuz. Durup bakarız bırakıp gittiklerimize; hep onlarla dolu kalır düşlerimiz.
İnsan yalnız yaşadığı andan itibaren kendi geçmiş yaşantısıyla ilgili konuların yükü altında ezilir. Bu yük onu sersemletir.
Fısıldayan, eski düşlerle ağırlaşmış bütün o anılardan elinde olmadan korkuyordu insan.