- Henüz kategori yok.
-
Gülben Ergen'in ABD Turnesi Sonrası Bornozlu Hamburger…09.11.2025
-
Inter Miami - Nashville SC Playoff Serisinde Final: Kr…09.11.2025
-
Tekirdağ'da Kapsamlı Elektrik Kesintileri Duyuruldu: İ…09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#güvenlik
Milliyetçilik, vatana-ulusa ve devlete sahip çıkma hiç kimsenin inhisarına verilmemiştir ve verilemez. Hiçbir gayriresmî örgüt, devlet güvenlik güçlerinin yetkilerini kullanamaz. "Ben sahip çıkıyorum." gerekçesiyle çeteler kurulması veya "Bu düzen değişmelidir." diyerek diğer bir çete grubunun kurulması asla hoş görülemez ve yasal takibattan da kurtulamazlar.
Devlet ve hükûmet, iki vatandaşın birbirine saldırmasını seyreden bir üçüncü vatandaş gibi hareket edemez! Saldırının daha başlangıcını gördüğü anda onu mutlaka önlemek devletin görevidir!
Anarşinin eğitim merkezi hâline gelmesinden dolayı ders yapılamayan öğrenim kurumlarında Türk çocukları artık yarınlarından endişesiz, sağlı-sollu bölünme ve kavgalardan uzak olarak güven içinde okuyabilmektedirler. Üretimi %15'lere kadar düşen fabrikalardaki ideolojik çatışma ve sabotajlar, ekonomik anarşi durmuş; Türk işçisi ve çiftçisi, %90'lara varan bir üretim kapasitesi ve huzurlu bir çalışma temposu içine girmiştir. %100'lerin üzerinde seyreden enflasyonun %40'ın altına düşürülmesi ve millî gelirin artması, önemli ekonomik başarılardır.
ODTÜ'de öğrencilerden büyük ilgi gördüm. Sevgi gösterilerinde bulundular. Düşündüm de 12 Eylül 1980'den evvel acaba cumhurbaşkanı böyle üniversiteye gelip rahatlıkla dershanelere girebilir miydi? İşte o noktadan bu duruma gelinebilmiş ise 12 Eylül Harekâtı'nın sağladığı huzur ve güven ortamının yararı kendiliğinden ortaya çıkıyor demektir.
Millî Güvenlik Konseyi olarak göreve başlayalı bir ayı geçiyordu. Bu arada Konsey üyesi arkadaşlarla görüşerek normal genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları maaşından gayri maaş almamaya karar verdik. Ben de genelkurmay başkanı lojmanından çıkıp Çankaya Köşkü'ne taşınmadım. Hatta cumhurbaşkanının zırhlı arabasını dahi almadım. Genelkurmay Başkanı olarak evvelden beri kullandığım makam arabasını kullanmaya devam ettim. Evden Genelkurmaya gidip gelirken ve şehir içindeki gezilerimde koruma polisi ve eskort arabası da kullanmıyordum. Hatta yol kavşaklarında kırmızı ışıkta arabayı durduruyor, yeşilde geçiyordum. Bir aralık beni ikaz ettiler. Koruma arabasının önde ve arkada beni takip etmesinin çok uygun olacağını belirttiler. "Peki." dedim. Ölmekten korkmuyordum. Ama pisi pisine vurulmak ve bu işi sonuca ulaştırmadan dünyadan çekilip gitmek de istemiyordum.
Dün milletvekillerimiz bir kampı ziyaret etmek istediler. Türkiye Cumhuriyeti toprağından söz ediyorum ben. Milletvekillerimize diyorlar ki: Siz bu kampa giremezsiniz. Niye giremiyoruz? Orası ABD üssü mü? Hayır. Türkiye Cumhuriyeti'nin toprakları. Bir milletvekiline 'Siz bu kampa giremezseniz' dediğiniz andan itibaren o kampta gayri meşru işler var demektir.
Eğer biz güven içinde yaşıyorsak, şehitlerimiz bunun anahtarıdır. Biz bunu biliyoruz ona saygı da gösteriyoruz ama açılım politikalarıyla Türkiye'yi ayrışma sürecine sokan o politikaları da lanetliyoruz.
Herkes kendisinin en büyük hakemi olduğunu, yeryüzünde hiçbir gücün onun üzerine çıkamayacağını, kendisinin ve bireyselliğiyle ilgili her şeyin egemeni olduğunu ve her zaman olacağını hissetmelidir. Ancak o zaman bütün insanlar can ve mal güvenliğinin farkına varacaklardır.
Putin gibi manyak "orospu çocukları" sebebiyle nükleer çatışma konusunda her zaman endişelenmek zorundayız.
Şu ana kadar hiçbir ABD Başkanı, İsrail devletinin korunması için dostum Obama'nın yaptığı kadarını yapmadı.
Eğer dünyada bir İsrail var olmasaydı, bir İsrail icat etmek zorunda kalırdık. İsrail yoksa, dünyada güvende olan tek bir Yahudi de yoktur.
Ukrayna'nın kendi yolunu, ne tür bir güvenlik düzenine gireceğini seçme hakkı vardır.
Ülkemizde göçmen sayısı artıyor, bu da güven ortamının kaybolmasının en büyük sebebi. Çeşitli olaylara bakarsak şunu görürüz: Olayların yüzde 90’ının altından ya bir göçmen ya da göçmen kökenli bir kişi çıkıyor. Bunu gözden ırak tutamayız...
Aristoteles'in Politika da bir tiran tanımladığı gibi, insanların sevmediği emirlerini veren tiran olur; güvenliği için korumaları elinde tutan bir tiran olur; komplocularını kurallarına karşı cezalandıran bir tiran olur. Öyleyse iyi prensler hayatlarında nasıl güvende olmalıdır?
Benzin istasyonları silahlı koruma görevlileri kiralamaya başlamış. Niye yapıyorlar ki bunu? Soyulan biziz!
Tarihsel olarak yabancı tehlikeye karşı savunma araçları, evde tiranlığın araçları hâline geldi.
Berbat bir durumdayız. Hiçbir teorik kontrol, hiçbir hükûmet biçimi bizi güvende tutamaz.