#gerçeklik

Sanatını icra eden her sanatçının belli miktarda cazibesi, albenisi vardır. İnsanlar sanatçıları kafalarında kurarlar, onları belli kalıplara sokarlar ister istemez. O sanatçıya ulaştıklarında belki akıllarındaki kişi yok oluverir ve o kişi yepyeni bir kişi olarak doğuverir.

İnsan kendini ne kadar zapt etse de herkesin ruhunun kırılıp vücuduna söz geçiremediği bir anla karşılaşma ihtimali var. Aslında vücuda ait olan, bir göz kırpma anından ibaret. Vücut ruhu bir defa kandırdı mı insan dediğin hep alıştığını, tek gerçeklik yerine koyabiliyor.

Midem ekşiyor, kulaklarım uğulduyor, adını bilmediğim bir rüzgâr yalıyor ensemi. Yüzümdeki ifadeden rahatsız olduğu belli, gözleri bulutlanıyor bir anda, sesi boğuklaşıyor. O ses tonu gerçek, biliyorum. Çünkü ben en çok sesleri hatırlıyorum; o gün de, bugün de!

Gerek hikâye ettiğim vak'a, gerek tasvir ettiğim eşhas tamamıyla muhayyeldirler. Eğer bunlar bazı kimselere hakikatte vaki ve mevcut gibi görünüyorlarsa, bunu bir romancı sıfatıyla kendim için bir muvaffakiyet telakki ederim. Zira herhangi bir romancının ilk endişesi yarattığı tiplere kuvvetli bir hakikat çeşnisi verebilmektir.

Arzu! İnsanın ta can evine işlersin sen; olmaz sanılan şeyleri oldurursun, düşlerle haberleşirsin; nasıl olur? Gerçek olmayanla düşüp kalkarsın, yoklukla arkadaşlık edersin sen; öyleyse gerçek olanlarla birleşebileceğin inanılır bir şey pekala; ve sen Arzu, yasayı çiğneyerek yaptığın bu işi, anlıyorum.

Liste
Yükleniyor…