Pek çok genç, gerçek yönünü bulmazdan önce yanlış işlerde çalışır. Zaman ve rastlantılar onları sonunda yola getirir.
- Henüz kategori yok.
-
İstanbul Havalimanı'nda 'Kim Olduğumu Biliyor musun' S…09.11.2025
-
Inter Miami, Nashville Maçında Yenildi: Messi'nin Golü…09.11.2025
-
Kenan Yıldız'lı Juventus, Sporting CP Karşısında Galib…09.11.2025
-
Gülben Ergen'in ABD Turnesi Sonrası Bornozlu Hamburger…09.11.2025
-
Inter Miami - Nashville SC Playoff Serisinde Final: Kr…09.11.2025
-
Tekirdağ'da Kapsamlı Elektrik Kesintileri Duyuruldu: İ…09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#Gençlik
Genç ve sağlıklıyken pazartesi intihar etmeyi planlayabilir, çarşambaya kadar tekrar kahkaha atmaya başlayabilirsin.
Ergenlik zorunlu olarak bir gerilim ve baskı dönemi değildir; onu böyle kılan kültürel koşullardır.
Amerika'nın tek umudu bu genç Beyazlar ve tabiî genç Siyahlardır. Onlardan başka hepimiz bir yalanın içinde yüzüp gidiyoruz işte.
Türk genci! Düşman kalemiyle çizilen tabloyu görüyor musun?! İyi dikkat et. Bu tablo ebediyettir. O kadar büyük ve yüksek ki onu ebediyetler bile kavrayamaz ve kaldıramaz. İşte, Türk budur.
Amacımız, "dedi ki" diyen değil, "diyorum ki" diyebilen nesiller yetiştirmektir.
Geçmişte yaptıklarım babama karşı bir başkaldırıydı. Büyüdüğüm ortama, kültüre, topluma, her şeye karşı bir isyandı. Tabii bu çılgınlıklar biraz da eğlence içindi.
Genç adamlar, henüz tüm sırlarını bilmediğimiz bu güçlü ve güvenli yöntemlere güvenin. Ve, kariyeriniz ne olursa olsun, kendinizi küçümseyici ve kısır bir şüphecilikle lekelemenize izin vermeyin, ulusların üzerinden geçen belirli saatlerin hüznüyle cesaretinizin kırılmasına izin vermeyin. Laboratuvarların ve kütüphanelerin dingin huzuru içinde yaşayın. Önce kendinize şunu söyleyin: "Eğitimim için ne yaptım?" ve giderek ilerledikçe, "Ülkem için ne yaptım?" ta ki insanlığın ilerlemesine ve iyiliğine bir şekilde katkıda bulunduğunuzu düşünmenin muazzam mutluluğunu yaşayabileceğiniz zaman gelene kadar. Ancak, çabalarımız hayat tarafından desteklensin ya da desteklenmesin, büyük hedefe yaklaştığımızda, "Elimden geleni yaptım" diyebilmemize izin verin.
Siz bilimden sadece yaşlılar için, yaşamdan kopuk insanlar için uygun bir meşguliyetmiş gibi söz ediyorsunuz. Ama belki de sadece erkeklere böyle hissettiriyordur. Kadınlar arasında bilim genç, güçlü ve dinç olanlara çekici geliyor!
Vitamin ve diğer besin maddelerinin uygun alımları ile ve gençlik veya orta yaştan birkaç başka sağlıklı uygulamayı izleyerek, hayatınızı ve yıllarca esenliğinizi yirmi beş veya hatta otuz beş yıl uzatabilirsin.
Mizah bir silahtır. Dikkatlice kullanmak gerekir. "Gezi Parkı Haziran Olayları"nda, gençlerin elindeki tek silah mizahtı. Ve bunu çok iyi kullandılar.
65 yaşındayım, ölsem gözüm açık gitmez. Gençler yaşasın, onlara bir şey olmasın. Benim hayatla olan maçım ortada.
Bizim mantık evliliği dediğimiz şey her iki tarafın da gençlik çılgınlıklarında bulunup iyice kurtlarını döktükten sonra yapılan evliliktir...
Bir insanın hayatının ikinci yarısı, ilk yarıda kazanılan alışkanlıkların sürdürülmesinden ibarettir.
Yirmili yaşlarınızda ölümsüz olduğunuzu düşünüyorsunuz. Otuzlu yaşlarınızda ölümsüz olmayı umarsınız. Kırklı yaşlarınızda, çok fazla acı vermemesi için dua edersiniz ve benim yaşıma geldiğinizde bunun çok yakında olabileceğine ikna olursunuz.
Çok gençtim. Her kulüp peşimdeydi. Ciddi ciddi Beşiktaş'a gidiyordum. Korktum. Heybetinden çekindim. Baba Hakkı'nın olduğu yerde belki elim ayağım birbirine dolanır dedim ve Beşiktaşlı olmaktan vazgeçtim.
Okullar sıkıcı geldiğinde, aileniz çok baskıcı olduğunda, eğlenceye ihtiyacınız olduğunda ben yanınızda olacağım.
ODTÜ’de ülkücüydüm. Devrimcileri dövüp dövüp atıyordum. İki ülkücü vardı: Biri Kürşad Tüzmen, diğeri Üzeyir Kaptan. İkimiz, 10 bin kişilik okulu sustaya çevirmiştik. Zafer Çağlayan diyor ya, “Eskiden tanışıyoruz” diye. O zaman ülkücüydü, şimdi “Kürt’üm” diyor; fark etmez, ülkücü türkücü... ODTÜ’den gider, Yükseliş’te onları dayaktan kurtarırdım.
Bu dünyayı idare edenler bilinçli toplum istemiyorlar. Her an gençlerin onurlarını kırmakla meşguller. Niye?