#etik

Ahlak söz konusu olduğunda, bir tavuk bir fil kadar ağırdır. Hayvan etiğini daha temel bir şekilde yeniden düşünmenin zamanı geldi.

Et yemenin ahlaki açıdan yanlış olduğu ölçüde, süt tüketmek ahlaki açıdan yanlıştır - ve muhtemelen daha ahlaki açıdan yanlıştır.

Hayvanları yemek, makul bir ahlaki gerekçenin olmadığı insan olmayanların acı ve ölümüne katılmak için kasıtlı bir karar içerir.

Vegan olmak, şiddeti diğer duyarlı varlıklara, kendinize ve tüm duyarlı varlıkların bağlı olduğu çevreye reddettiğiniz ifadesidir.

Eğer hayvanlar sizin için gerçekten değerli ise, onları yiyemez, giyemez, sömüremez ve kullanamazsınız. Bu bukadar basittir!

Hayvanları seviyorsanız ama veganizmin aşırı olduğunu düşünüyorsanız, o zaman sevginin Anlamı Hakkında kafanız karışır.

Bir sonraki öğününüzde kendinize sorun. Alacağınız zevk gerçekten de bir başkasının acı çekmesine ve ölümüne değer mi?

Bizim damak düşünme daha 'elitist' başka bir şey yoktur. zevk hiç acı bir saniye haklı veya tek bir ölüm. Lütfen git vegan.

Vegan olmanın zor olduğunu düşünüyorsanız, Hayvanlar için vegan olmamanızın ne kadar zor olduğunu hayal edin.

Veganizm şiddetsizlikle ilgilidir: diğer duyarlı varlıklara şiddetsizlik; kendinize şiddetsizlik; Dünya'ya şiddetsizlik.

Hayvanların önemli olduğunu kabul ediyorsanız, veganizm - ve sadece veganizm - mantıklı olan şeydir.

Biz veganız çünkü adalet asgari olarak önemsiz amaçlar için hayat almamamızı gerektirir.

Vegan olmak bize çok az mal oluyor. Eğer yapmazsak hayvanlara çok pahalıya mal olur.

Hayvan hakları ve hayvanların 'insancıl' katliamı hakkında aynı anda konuşamayız.

Hayvanlara karşı ahlaki yükümlülüklerimiz hakkında açıkça düşünmüyoruz.

Eğer vegan değilseniz, vegan gidiş düşünün lütfen. Şiddetsizlik meselesi.

Bir bardak sütün içinde bir kilo etten daha fazla acı ve ızdırap var.

Bir hayvanın herhangi bir hakkı varsa, yememe hakkı vardır.

Etik veganizm şiddetsizliğe olan bağlılığı temsil eder.

Eğer kazanmak için meydanlara idam sehpası kurmak gerekiyorsa kaybetmeyi tercih ederim...

Darwin'e göre telkinin gücü sadece etik kuralların benimsenmesine yol açmakla kalmaz, aynı zamanda, birçok insan kültüründe bulunan bazı "anlamsız davranış kurallarının" sorgulanmadan kabul edilmesine de neden olur.

Eşitlik biyolojik bir kavram değil, sosyal ve etik bir kavramdır.

Sana yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi başkalarına yapmayacaksın.

Otoriter etik her zaman için putlerestliğin rengini taşımaktadır.