#etik

Adaletsizce suyunun bıraktığı balıkları yemeyin, Ve katledilen hayvanların etini yiyecek olarak arzulamayın, Veya saf taslağını amaçlayan annelerin beyaz sütü gençleri için asil bayanlar değil. Ve hiç şüphesiz kuşları yumurta alarak kederler; Çünkü adaletsizlik suçların en kötüsüdür. Arıların titizlikle aldığı balı koru kokulu bitkilerin çiçeklerinden; Çünkü başkalarına ait olabileceğini saklamadılar. Onlar da lütuf ve hediyeler için toplayamadılar. Bunların hepsini ellerimi yıkadım; ve keşke Saçlarım grileşmeden yolumu algıladım!

Eğer önsezileriniz bir köpeğe zevk duymak adına işkence etmenizin kötü olduğunu söylüyorsa o zaman bir ineğin ya da tavuğun etini yeme konusunda da kendinizi eleştirebilmelisiniz. Et yemek hayatta kalmak için gereksiz olduğuna, bir alışkanlık ve zevk meselesi olduğuna göre her iki durum da insanın zevk alma hakkını bir hayvanın yaşama hakkından üstün görmektedir. Sirkler, rodeolar, hayvanat bahçeleri, su parkları, hayvan yemek, ürün deneyleri, kürkler, ve deri ürünlerinin hepsi insanlar zevk alsın, konforlu yaşasın, para kazansın diye hayvanlara zarar veriyor, ve işte bu sebeple insanların temel değerleriyle çelişiyorlar.

Evrensel ahlaki dürtü yoktur” ve tüm etik sistemler aynı fikirde değildir. Çok eşlilik, insan kurbanı, intihar, yamyamlık (Eucharist), karısı döverek, kendini yaralama, ayak bağlama, önleyici savaş, mahkumların işkence, sünnet, kadın cinsel organı yok etme, ırkçılık, cinsiyetçilik, cezalandırıcı amputasyon, hadım etme ve ensest mükemmel “ahlaki” belirli kültürlerde. Tanrı kafam karıştı mı?

Eğer şempanzelerin bilinçleri varsa, eğer onlar soyutlamalar yapabiliyorlarsa, bugüne kadar "insan hakları" olarak tanımlanmış şeylere de sahip olamazlar mı? Onu öldürmenin cinayet sayılması için, şempanzenin ne kadar zeki olması gerekir? Misyonerlerin onu dine davet etmeye layık görmeleri için başka ne gibi nitelikler göstermesi istenmektedir?

Diğer hayvanları köleleştiren, hadım eden, üzerinde deney yapan ve onlardan biftek yapan insanların, hayvanların acı hissetmediğine dair anlaşılması kolay bir eğilimi var. İnsanlar ve “hayvanlar” arasındaki keskin ayrım, eğer biz hayvanları zerre kadar pişmanlık ya da suçluluk duygusu hissetmeden irademize boyun eğdirmek, bizler için çalıştırmak, onları giymek, onları yemek istiyorsak hayati öneme sahiptir. Hayvanlar fazlasıyla bizim gibiler.

Bugün dünyadaki hiçbir toplumda yaşam hakkı yoktur, geçmişte de olmamıştır (Hindistan'daki Jainler az sayıdaki istinadan biridir.) Kesmek için besi hayvanı yetiştiririz, ormanları yok ederiz; akarsu ve gölleri hiç balık yaşayamayacak kadar kirletiriz; spor olsun diye geyik, kürkü için leopar, gübre yapmak için balina öldürürüz; yunusları dev balık ağları içine hapsedip soluksuz bırakırız; fok yavrularını sopayla öldürürüz ve her gün bir canlı türünün soyunun tükenmesine sebep oluruz. Tüm bu hayvanlar ve bitkiler bizim kadar canlıdır. Sözümona korunan yaşam değil, insan yaşamıdır.

Liste
Yükleniyor…