Bugünkü tüketim iki katına çıktığı gün, belki dünyada yaşam olmayacak. En büyük tehlike gıdada. Bir Amerikalı çocuk doğduğunda 30 çocuğa eşdeğerde dünya nimetlerini alıp götürüyor.
- Henüz kategori yok.
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#eşitsizlik
Kedi olmak? Bu düzende istemezdim. Bir neden, sınıfsal eşitsizliklerimizi onlara da yansıtmış olmamız.
Mutluluk kaledir. Çünkü mutluluk senin gibi üzgün ve acı çekenleri görmezden gelebilen, açlığa ve yoksulluğa sırt çevirebilen şanslı azınlığın tadını çıkarabildiği kapalı bir alandır.
Dünyada açlık çeken tek bir çocuk bile olduğu müddetçe, her türlü servet çalıntıdır.
Birinin öldüresiye cezalandırıldığı yerde, başkasının hiç cezalandırılmaması sana doğru geliyor mu bayan?
Bizler çoğu kez insan hakları üzerine konuşuyoruz. Ama aynı zamanda insanların hakları üzerine de konuşmalıyız. Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorunda? Diğerleri 70 yıl yaşasın diye neden bazı insanlar 35 yıl yaşamak zorunda? Diğerleri müthiş derecede zengin olsun diye neden bazıları berbat bir şekilde yoksul olmak zorunda? Ben, bir parça ekmeğe bile sahip olamayan dünya çocuklarının adına konuşuyorum.
Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorundadır?
Gerçek eğitim eşitsizliği yaratır; bireylerin eşitsizliğini, başarının eşitsizliğini, yeteneğin eşitsizliğini... dünyada ilerlemenin biricik ölçüsü, sıradan olmak değil eşitsizlik, standardizasyon değil bireysel üstünlüktür.
Kısa bir zamana kadar hepimiz için bilinmez olan bir dönemi yaşadık. Dünyayı etkileyen değişiklikler çok daha hızlı gerçekleşiyor. Bunlar toplumları şekillendiren, eşitsizlikleri doğuran, tansiyonları artıran değişiklikler. Dünyanın mevcut dinamizmi hayatımızı her geçen gün daha da küresel bir hale getiriyor ve aynı meydan okumaları ve riskleri paylaşıyoruz. Bu, kendinizi izole edemeyeceğiniz veya yalnız yürüyemeyeceğiniz bir dünya sahnesi.
İnsan, kendin hayvandan ayırmak için her zaman ve öncelikle zekâsıyla övündü mesela. Ya da “İnsan gülen hayvandır” diyerek kendisine çok özel ve naif payeler atfetti. Oysa insanı hayvandan farklı kılan hiç de bunlar değildi. İnsan ne kadar böbürlenirse böbürlensin, gülmeyi becermek ya da zekâsı onu özel kılmadı. Çünkü zekâsını türünü geliştirmeye değil, köleleştirmeye adadı. O yüzden dünya nüfusunun toplamıyla kıyaslandığında binde bir bile etmeyen küçücük bir kesim, dünyanın bütün zenginliklerinin yarısından fazlasını elinde tutarken, diğer binde 999, bir avuç efendiye kulluk etme yarışındalar. Ve kesin olarak bu nedenle de insanın yüzündeki gülüş farkına varsa da varmasa da yaşadığı her yüzyıl biraz daha tükendi ve o kadar büyük bir acı ve mutsuzluk ördü ki çevresine, her neslin bir sonrakine devretmek için elinde sadece hüzün kaldı.
Neden ahlak yasaları kadınları en küçük bir davranışta suçlarken, erkekleri övgüyle anıyor? Neden bir cinse her şey serbest ötekine her şey yasak?
Soğuk nefesleri, boğuk baktı gözleri. Neler gördü toyken, aç yattı dünya tokken. Mutluluğu azaldı çokken...
Herkese yetecek kadar var. İnsanlar yeterli olmadığını düşünüyor, bu yüzden alabildikleri kadar alıyorlar, pek çok insan yeterince sahip değil.
Kız çocuklar, kadınlar ne denli üretici olsalar, erkekler ne denli kahvelerde oyunla vakit öldürseler de üreten erkek, tüketen kadınmış gibi, kadınlar aşağılanmış, hakları çiğnenmiştir.
Eşitsizlik, toplumdaki genel kural olduğunda, büyük eşitsizlikler hiç dikkati çekmez. Ancak her şey aşağı yukarı birbirinin dengi olmaya başladığında, en ufacık farklılıklar bile göze çarpar.