Sezen Hanım ishal olmuş ama ne yazık ki Sezen Hanım'dan çıkanların hepsi beste olmuş. (2007)
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#eleştiri
Eğer Tarkan’dan şarkıcı olursa, benden de Marilyn Monroe olur. Soy adı “Tevet” olup, İbrani’da bir ay ve Tanrı adıdır. Araplara karşı savaşta kullanılan bir tankın adı da, Tevet’tir. Amcası Tevetoğlu, Amerika ve Suudi Arabistan için çok çalışmıştır. Bunlar var, ama sesi yok; playback olmadan bir buçuk dakika ses çıkardığı bile tartışmalıdır, açık hava konserlerini dahi playback yapıyor. Bugünkü teknoloji ile ve playback konser olursa, beni de yıldız bir şarkıcı yapabilirsiniz...
Domuz, burnunu pislikten çıkarmaz, pislik mis kokulu olduğu için değil, burnu pisliğe alıştığı içindir. Çocukluğumda fırınlarda yoksullar görürdüm, bayat ekmek arıyorlardı, daha da fazla vermek istiyorlardı; babama sordum, 'oğlum taze ekmeği mideleri almıyor' diyordu. İşte bugün medyada gördüğümüz eski arkadaşlarımızın hep pisliği savunmaları, sakatlandıkları, artık koku diye sadece pisliği belledikleri içindir; bugün halkımız nerede ise beş duyusunu da kaybettiği için, kendisine müzik diye sunulanları, tiksinmeden dinleyebilmektedir.
Bugünün Türkiyesi'ne bakarak, Orta Çağı çok daha iyi anlayabiliyorum; çünkü şu anda, büyük bir put imalathanesinde yaşadığımı düşünüyorum, ülkemizde sesi olmayandan şarkıcı, yüzü olmayandan oyuncu, pelteklerden spiker yapılmasını, en cahillerin en büyük profesör sayılmasını görüyor ve şaşıyorum.
Bakışımıza getirilen işbölümünü, bir tür zincire vurulma ve bir tür hapislik olarak görmeliyiz; aklın hapisliği işbölümünün zincirleriyle gerçekleştiriliyor. Böyle bakarsak, Batı dünyasındaki ve Türkiye'deki üniversitelerin, insan aklının büyük hapishanesinin koğuşları olduklarını görürüz.
Tarih olan, gizli tarih'tir. Gizli Tarih'i yazıyorum. Zor olduğunu biliyorum. Artık resmi tarih, sadece hutbe'dir. Bundan böyle ne camilerde ve ne de üniversitelerde yeri var. Yeri, sadece ana okulları'dır.
Resmi tarih din'dir.Üniversite kürsülerinde ve cami minber'lerinde okunuyor ve okutuluyor.Hutbe'dir.
Her zaman söylüyorum Özakman,ilkokullar ve hatta anaokulları için yazıyor. Alıyorlar,görüştüklerim o kadar çok değil; ama alıp da okuyanına rastlamadım. Sonuçta bir cenaze töreni oluyor. Çılgın türkler bir bitişe işaret ediyor.
Çılgın Türkler,Kemalizmin gecikmiş cenaze törenidir. Artık yüksek komutanları kemalist sayamayız. Bir cenaze töreni gerekiyor ve kışlalara Çılgın Türkler'i aldırıyorlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin zoruyla, ülkeye görülmemiş bir dinsellik giydirdiler. Daha önceden başlamıştı, ancak, eylülist rejim, dincilikte, ölçü tanımıyordu.
Sonra bilimsel bir hızar makinesının başına geçtim, hızar fabrikası da denebilir, öyle düşünüyordum, tutarsız, kaba olanları, kesip atıyordum. Önce durdurmak üzere hücuma geçtiler ve sonra sustular; ancak, hızarların kütükleri keserken iç yakan bir sesi vardır, hep duydum.