Tuhaf olan, Daimi Devrim kitap raflarında olmasına rağmen, gerçek dünyada işlerin nasıl olduğunu açıklamak yerine, her şeyi geriye dönüp Troçki'den ya da Lenin'den bir alıntı bularak açıklayacaklardı.
- Henüz kategori yok.
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
-
Kanal D Canlı Yayın ve Arka Sokaklar Son Bölüm İzleme …08.11.2025
-
Sunderland, Arsenal'in Gol Yememe Serisini Sonlandırdı…08.11.2025
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#dogmatizm
Açıkça itiraf ediyorum. Bundan birçok yıl önce ilk defa dogmatik uykuyu terk edip spekülatif felsefe sahasındaki araştırmalarıma büsbütün başka bir istikamet vermemi sağlayan, David Hume'un hatırası olmuştur.
Bir ortodoksluğun yerine başka birinin geçirilmesi ille de bir gelişme değildir. Düşman, gramofon zihniyetidir, o anda çalınan plağı kişinin beğenip beğenmemesi fark etmez.
Eğer bana neden bir dinim olmadığı sorulacak olursa onu yitirme nedenimin yine bir din olduğunu söylerim.
Tehlikeli adam sadece bir fikri olandır, çünkü o zaman onun için savaşacak ve ölecektir.
Evrensel insan olmak demek, kendi öz kimlik ve değerlerini yadsımak değil, tam tersine bu değerlerden yola çıkarak bütünsel evrensel bir boyuta ulaşmak anlamına gelir. Evrensel insan, çok yönlü insandır; psikolojiden felsefeye, sanata edebiyata, birçok alanda öğrenir. Kafası açıktır, dogmatik değildir ve araştırmacıdır. O öğrendikçe bildiğini değil, daha çok bilmediğini düşünür ve bilginin sınırsız olduğunun farkındadır.
Gerçek inanç sahibinin kafası âdeta demir bir çember içine alınmıştır; her türlü bilime kapalı ve yeni olabilecek her şeyi öğrenmekten âcizdir.
Keşke din bilimcileri hakkında hiç söz etmeseydim. Çok iyi olurdu. Fena kokulu bir nesneye dokunmak, onu sallamak, doğru bir hareket olmaz. Bunlar alaydan anlayan, önemsiz bir sorun yüzünden alev alan insanlardır. Bunlar, kanıtları üzerime dolu gibi yağdırarak beni tövbe etmeye zorlamak isterler; reddedersem, herkese beni bir “sapkın” diye ihbar edebilirler; iyilikseverlikleriyle onurlandıramadıklarına karşı genellikle kullandıkları korkutma işte budur.
Her şey değişebilir, her şey tartışmaya açıktır. Ama dinler, Marksistler, Stalin, Hitler bunu kabul etmiyor. Bir tek bilim her şeyi tartışmaya açar. Üstelik onda da amaç, tartışmanın sonucunda doğruyu bulmak değil, ona yaklaşmaktır. Bunu da yanlışları eleyerek yapar.
Gençlerin aklını, onları bütün hayatları boyunca nesnel kanıtların oklarından koruyacak olan bir zırhın içine sokmamalı.
Düşünce özgürlüğü lehindeki temel sav; bütün inançlarımızın kuşku götürür olmasıdır.
Bir din ne denli katı, ne denli bağnaz, ne denli değişime uğramıyorsa; o denli de ölümcüldür!