#din

Benim bir dinim varsa eğer, o da doğadır. “Neresi benim kilisem olabilir, ibadetim nasıl olabilir?” diye geçiriyordum içimden. Bir buzula tırmandım, dizlerimin üstüne attım kendimi ve ağzıma bir parça kar alıp erisin diye bekledim.

Bir insanın peygamber olmayı istemesinde gizem yoktur. Peygamberlik mükemmel bir iştir. Tanrının konuştuğu insan sizsiniz. Yeryüzündeki bütün insanların arasından tanrı konuşmak için sizi seçti. elbette etrafta şahit yoktu ama yine de siz tanrının konuştuğu kişiydiniz.İnsanların sizi sevmesi, size hayranlık duyması, saygı duyması, sizinle yatması, size itaat etmesi ve size para vermesine şaşırmamalı.Bir insanın peygamber olmak istemesi süpriz değildir, asıl saçma olan diğer insanların buna izin vermesidir.”

Din odaklı terör ve kıyımlar hala devam edecekse ve geleceğe topallayarak gideceksek gerçek sorunun ne olduğunu düşünmemiz gerekiyor! Öldükten sonra size ne olacağını bildiğini söyleyenlere gelince; Hiçbir şey bilmediklerini garanti ediyorum. Bundan nasıl mı emin olabilirim? Çünkü ben bilmiyorum ve sende de benim sahip olmadığım o zihinsel güçler yok !

İnsanlar bana kadın rahipler hakkında ne düşündüğümü soruyorlar. Ne, kadın rahip mi? Kadın rahip? Harika, harika. Şimdi iki cinsiyetten de dinlemediğim rahipler oldu. Ha, boşver, umurumda değil. Çift cinsiyetli olsa da umurumda değil. 3 pipili ve 8 memeli bile olsa, umurumda değil... Ama solungaçları ve hortumu olsa harika olurdu.

Profesyonel yardıma ihtiyacım var, sanırım bir rahip olabilir. '- "Günahlarımı bağışla Peder."' '- "Ne yaptın evladım?"' '- "Bilerek ve isteyerek 'siktir' dedim."' '- "Evet, peki başka evladım?"' '- "Ee.. [kıh kıh].. yalan söyledim."' '- "Evet, peki başka evladım?"' '- "Yani her şey hakkında. Ah, bi' tanesi şu sürekli Azgın Teke olup önüme geleni düzdüğümü düşünüyorum. Ha ha ha."' Tabii ki Peder kadın olmadığı sürece, yoksa diyalog şöyle olurdu: '- "Bağışla beni Peder, birazdan yapacaklarım için."'

Eğer kendinizi tamamen disiplin edebilmişseniz ve dua etmek için zaman ayırıyorsanız ve Tanrı'yı tamamen biliyorsanız ve Kutsal Kitap'ı okuduysanız; kiliseye gitmek illa gitmek zorunda olduğunu düşünmüyorum. Ama benim için; kiliseye gitmek çok iyi olurdu. Çünkü; gerçekten tek başıma uzun bir süre yalnız kalmam, kendimi evde televizyondan, bu dikkat dağıtıcı süslü şeylerden arındırmam çok zor. Bu işi kilisede; Tanrı için orda bulunan insanlarla birlikte yapmak çok daha kolay. Orada bu duyguyu daha çok hissedersiniz.

Mısır'da olanlar, siyasal İslam denen şeyin çöküşüdür. Dünyanın her yerinde dini siyasal emellerine alet eden herkesin akıbeti de bu olacaktır. İnsanları her zaman kandıramazsınız. Hele ki binlerce yıllık bir medeniyete sahip olan Mısır halkını. Bir yılın ardından gerçekler Mısır halkının önüne geldi. Müslüman Kardeşler’in performansı halkın onların yalanlarını görmesini sağladı.

Oraya vardığımda çok neşelenmiştim, benim bilgilerimi yazan gardiyan bana dinimi sordu ve ben onu 'Agnostik' olarak yanıtladım. Nasıl hecelendiğini sordu ve bir iç çekerek 'Evet, pek çok din var ama öyle sanıyorum ki hepsi de aynı Tanrı’ya tapıyorlar.' dedi. Bu başımdan geçen olay beni bir hafta boyunca neşeli tuttu.

Olympos tanrıları veya Norveç tanrıları için durum neyse, Tanrı için de odur. Olympos ya da Valhalla tanrıları da var olabilir. Var olmadıklarını ispatlayamam ama, bence Hıristiyan Tanrısının var olması, öbürlerinin var olmasından daha olası değildir. Hepsinin varlığı bir olasılıktan öteye geçmiyor bence.

Hayatla baş edebilmek için bir inanca ya da dine bağlanmaları gerektiğini düşünen insanlar bence korkaklık ediyorlar; aynı tavrı başka bir konuda gösterseler bu aşağılanacak bir durum olurdu. Fakat konu din olunca bu hayranlıkla karşılanıyor ama ben hangi konuda olursa olsun korkaklığa hayranlık duyamıyorum.

Liste
Yükleniyor…