Dilin bizimle konuştuğu, bilginin bizim hakkımızda düşündüğü ve Hukukun bize göre hareket ettiği bu dünyada yaşıyoruz. Dil, mesajların alınmasına ve alınmasına indirgenir; bilgi birikimi hakkında düşünmek; düzenleme planlama hakkı.
- Henüz kategori yok.
-
Sahtekarlar Dizisinde Beklenmedik Gelişmeler: Asya ve …10.11.2025
-
Japonya'da 6.8 Büyüklüğündeki Deprem Sonrası Tsunami U…10.11.2025
-
İstanbul'da Hissedilen Sarsıntı: Balıkesir'deki Deprem…10.11.2025
-
Thunder'dan Galibiyet Serisi ve Yaklaşan Grizzlies Maç…10.11.2025
-
YouTube TV ve Disney Arasındaki Kanal Anlaşmazlığı Dev…10.11.2025
-
Dexter'da İmar Gündemi ve Dexter Bulvarı'nda Gazi Günü…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da 4.5 Büyüklüğünde Deprem Meydana …10.11.2025
-
Guillermo del Toro'nun 'Frankenstein' Filmi: Romanın K…10.11.2025
-
Jennifer Lawrence'tan Şoke Eden TikTok İtirafları: San…10.11.2025
-
Alperen Şengün'den NBA'de Büyüleyici Performans: Rocke…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#dil
Ben üç dil biliyorum. Ermenice, Kürtçe ve Türkçe, Benim içimde bu üç dil hiç kavga etmiyorlar, Barış içinde yaşıyorlar!
Bu benim ana dilim Almanca. On beş yaşımdayken şehirde Rumenceyi çok geç öğrendim ve öğrenmek istedim. Ben dili çok seviyorum. Rumence çok güzel, şehvetli, şiirsel bir dildir. Ve o andan itibaren – belki de bu kadar geç öğrenmem iyi oldu çünkü – sonra gözüm vardı – Rumence’nin görsel açıdan ne kadar zengin olduğunu, ne kadar harika metaforlar olduğunu, insanların her gün kullandığı yaygın metaforları fark ettim. , batıl inançlarda veya ... ifadelerde, birçok şey çelişkilidir veya bitkilerin isimleri, Almanca'dan tamamen farklı bir şey olarak adlandırılır. O zaman aynı şeye farklı bir bakış… İki makam olduğunu hep görmüşümdür, biri benim dilimde bir şey için makam, diğeri de bu diğer makam. Bu sadece farklı bir kelime değil, farklı bir bakış açısı. Dilin farklı gözleri vardır. Benim durumumda Rumence her zaman benimle yazar, hatta Rumence yazmadığım zamanlarda da, çünkü aklımda var.
Sözcükleri ne kadar çok yanlış kullanırsanız, o kadar çok yanlış düşünce doğmasına yol açarsınız.
“Müslüman odur ki, diğer Müslümanlar onun elinden ve dilinden selâmete kavuşmuşlardır.” Yani, eliyle ve diliyle Müslüman haklarına tecavüz etmeyen ve onlara zarar vermeyen kimse kâmil bir mü’mindir.
Dinimi de dilimi de çok seviyorum. İncil'i hiç merak etmedim ki İngilizce öğreneyim. ('Yabancı diliniz var mı?' diye sordukları zaman)
Bir ideoloji besbelli bir toplumsal üründür. Yalnızca fikirleri taşıyan sözcükler, toplum durumunda yaşayışın ürünü olmakla kalmaz; fikirler de varlıklarını ve davranışları etkileme güçlerini, toplum tarafından benimsenmelerine borçludurlar. Açıkça saçma olan inançlara bile doğru diye bakılabilir ve bu bakış öylece sürdürülebilir, yeter ki grubun her üyesi onları kabul etsin ve bu kimselere çocukluklarından beri gruba inanmaları öğretilmiş olsun.
En büyük hikmetlerden biri "İnsan dilinin altında saklıdır" sözü olsa gerek... Bence, bundan daha büyüğü de "Dost istersen Allah yeter, arkadaş istersen, Kuran" sözüdür.
Sinema rüyanın dillerini kullandığından beri rüyalar hakkında konuşmak filmler hakkında konuşmak gibi; yıllar saniyeler içinde geçebilir ve kendinizi bir anda başka bir yerde bulabilirsiniz. Bu görüntülerden oluşmuş bir dil. Ve gerçek sinemada, her nesne ve her ışığın aynı rüyada olduğu gibi bir anlamı var.
Yalnız bozuk dil değil, bir de bozuk ağız meselemiz var. Argo ve küfür, bizim çocukluk ve gençliğimizde aşağı katın ve arka sokağın bir ayıbı idi. Şimdi bir çeşit züppe süsü olmuştur. Bu çeşit züppe; giyinişinde, yürüyüş ve oturuşunda, tıraş ve konuşmasında tabiiden uzaklaşmayı nedense marifet sanıyor. Kalabalıklarda çok defa kulağınızı tıkamaktan kendinizi güç tutarsınız.
“Bakın ben aklıma, gönlüme uygun bir tek sözcük yaptım, o da varsıl’dır. Bir arkadaşım vardı; kızı annesinden çay isteyeceği zaman “Çaysadım!” derdi. Susadım demiyor muyuz; onun gibi. Tırpan’ı yazarken, "yoksul" karşıtına ille “zengin” mi diyeceğim, “varsıl” geldi kalemime; hemen öyle yazdım. Sonra baktım, başka arkadaşlar da kullanıyor.”