- Henüz kategori yok.
-
Kasım'ın En Büyük Fırsatları: Teknolojiden Giyime, Ev …10.11.2025
-
Ozan Akbaba'dan 'Çek Tetiği' Başarısı ve Konser Sahnel…10.11.2025
-
Hava Durumu Raporu: Gece Gündüz Farkı Sürerken Hafta S…10.11.2025
-
Galatasaraylı Eren Elmalı Bahis Soruşturmasında: PFDK'…10.11.2025
-
Türk Futbolunda Kapsamlı Bahis Operasyonu: Tutuklamala…10.11.2025
-
Endonezya, İnsan Hakları İhlalleriyle Anılan Suharto'y…10.11.2025
-
Motorine Yeni Zam Geldi: Litre Fiyatları Yükselişte10.11.2025
-
Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit'in Başrolündeki 'Yan Ya…10.11.2025
-
Yatsı Namazının İslam'daki Yeri ve Kılınış Rehberi10.11.2025
-
PFDK'dan Zorbay Küçük Hakkında Kritik Karar: İdari Ted…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#ahlak
Edep nedir bilir misiniz? Edep hadlere riayet etmektir. En büyük edep de Allâh(Celle Celâlühü)’nün ilahi hududu olan şeriatı muhafaza etmektir.
Ey oğul! Bir mecliste bulunduğun zaman az konuş. Sana sorulmayan şeye cevap verme. Bir şey sorulursa cevâbını bilmiyorsan, bilmiyorum de. Bilmediğine, bilmem demek ilmin yarısıdır. Eğer cevâbını biliyorsan, kısa cevap ver. Sözü uzatma. Mecliste bulunanlara imtihân için bir şey sorma. Onlarla münâzara ve münâkaşa etme. Kendini beğenerek en başa, yukarıya oturma. Edebe çok riâyet eyle. Edepsizlik her zaman ve her yerde yasak ve sevimsizdir. Her yerin kendine mahsus bir edebi vardır. Arkadaşlarına cömertlik et ve iyi muâmelede bulun. Dünyâ sevgisini gönülden çıkar. Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak yolunda senin önüne ve yoluna bir şey engel olursa onu terk eyle. Ey oğul! Dünyâ ve dünyâ nîmeti hayaldir. Gök kubbesi altında hiçbir şey aynı hal üzere kalmaz, hep değişir. Onun için dünyâ malına, makâmına ve dünyâ hayâtına güvenme. Biz bu dünyâda misâfiriz, yolcuyuz. Sonunda ayrılıp gideceğiz. Sıkıntın varsa üzülme. Bir an sonra ne olacağımız belli değil.
Bilincin sesi o kadar hassas ki onu görmezden gelmek kolaydır. Ama aynı zamanda o kadar açık ki, ondan kaçmak imkansız hale geliyor.
Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şerefsizliğini, alçaklığını, hırsızlığını, yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir.
Senin tam karşıtın olan onca insan arasında her zaman ve her şeyde iyi insan örneği olmak istersen kesinlikle yitip gidersin.
Bir hükümetin bir kusuru suç olarak ilan etmesi ve onu bu şekilde cezalandırması, şeylerin doğasını tahrif etme girişimidir. Gerçeği yalan, yalanı doğru olarak ilan etmek ne kadar saçmaysa o kadar saçmadır.
Hukuk yetkisi olmaksızın saldırıya uğrayan veya özgürlüğü kısıtlanan bir kişinin kurtarılması, yalnızca ahlaki olarak değil, aynı zamanda yasal olarak da değerli bir eylemdir.
İyi bir Tanrı'nın insanları yanan bir cehenneme göndereceği fikri benim için tamamen lanetli. Böyle bir Tanrı ile hiçbir ilgim olsun istemiyorum.
Gerçeküstücülük (sürrealizm), bana insanın ahlâk duygusundan tümüyle kendini sıyıramayacağını gösterdi. İnsanın kayıtsız bağımsızlığına inanıyordum, ama sürrealizm de izlenmesi gereken bir disiplin buldum ve bu bana, olağanüstü ve şiirsel bir büyük adım attırdı.
Dali ile tanışıp gerçeküstücülüğü kavrayınca, yaşamda insanoğlunun uymaktan kaçınamayacağı kendine özgü bir ahlâk olduğunu keşfettim ve Dali aracılığıyla insanın özgür olmadığını öğrendim.
Bir kadına gözlerini dikip bakma. Ve bir kadına bakıp yolunu şaşırma. Ve hepsinden önemlisi: Kendini beğenmişliğin ateşinde yanma.
İnsan eylemleri sadece hizmet ettikleri amaç ve sonuçlara göre iyi veya kötü olurlar.
İnsanlar arasında iyilikten başka hiçbir üstünlük kabul etmem. Karakterin olmadığı yerde, ne büyük sanatçı, ne de büyük mücadele adamı vardır. Orada var olan, zamanın yok ettiği, içleri boş yaratıklardır. Bütün mesele, büyük görünmek değil, gerçekten büyük olmaktır.
Ayrı ayrı birer ahlaksız yaratıklar olan insanlar, toplu oldukları zaman namuslu kişiler olurlar.
Bedenen diriliş fikri kulağa garip geliyor, hatta saçma, tabii cezalandırma amacını saymazsak. Düzeltmekten çok intikam anlamına gelen bütün cezalar da ahlaken yanlıştır. Peki Dünya'nın sonu geldiğinde yapılacak sonsuz işkencelerin, ne tür bir ahlaki ya da uyarı amacı olabilir ki?