Tahir Musa Ceylan

İnsanın büyüklük duygusunu onaylıyorum, ancak ışık dünyaya vurup evrenin derinliklerine doğru gidiyorsa eğer, uzayda çok büyük perdelere ancak sığabilecek sayısız insan görüntüsü dolaşıyor zaten, ek olarak küçücük dünyanın üzerinde gönlübüyüklük yapmaya hacet yok gibi geliyor bana!

İnsanın hayatı üzerinde kendisinin olduğu kadar eski kuşaklarının da bir yürüyüşü vardır; onların ve kendisinin biriktirip de yapmadığı mutasyonlar yaşlılıkta peş peşe gelir çünkü, 40 yaşına kadar 660 defa bölünüp de başına pek bir şey gelmeyen spermatogoidin sonraki birkaç yüz bölünmesinde diz boyu saçmalıkları olur, bu nedenle yaşlı erkek çocuğu ya biraz şehla ya biraz obur ya biraz mecnundur.

İki gözlü balık, üç gözlü yılan, dört gözlü insan, kimin kalbinde kaç göz varsa üstün olan odur; sadakat, basiret, minnet, itidal, adalet, merhamet, iyi niyet, saflık, mizah, yaratma tutkusu ve aşk insan kalbini dolu bir peteğe çeviren gözlerdir.

İnsan olmanın, sahip olduğu sadelik, adalet, itidal, sadakat, basiret, merhamet, bağışlama, alçakgönüllülük, hoşgörü, cesaret, saflık ve aşkla pozitif bir sonsuza doğru gideceği yolun bitmeyeceğini varsayarsak, insanlıktan çıkmanın da o nedenle, gösteriş, adaletsizlik, sadakatsizlik, gönlübüyüklük, korkaklık, nefret ve sevgisizlikle negatif sonsuza doğru bitirebileceği bir yolu olmaması gerekir; sanırım bu iki yol birbirine paralel gidecek, çünkü sadakatsizlik, basiretsizlik görenlerin içinden çıkacak bir grup ancak daha sadık ve basiretli olabilecek.

İnsanın taştan heykelini yapması ve taşın kendini buna bırakması, benliğin genişleme arzusundan mı yoksa taşın da insan olmaya dönük maddeye içkin tutkusundan mı olduğuna dair fikirlerin ikincisine katılıyorum. O istemedikçe insanın taşa bir şey yapabileceğine inanmıyorum çünkü.

İyilik iyi olarak devam edebilmek için iyi olmayandan geçmek zorundadır, çünkü ancak bu durumda iyilik kendi üzerinde bir denetim kazanarak canlılığını sürdürebilir, denetimsiz her şey sonsuz bir enerjiye sahip olmadıkça ölmeye mahkumdur çünkü; buna rağmen hiç vaz geçmeyen iyiler de gördüm dünyada, enerjileri yüksek ve kötülük öğrenmemiş gibiydiler daha çok... Bilmemenin verdiği sonsuz bir tekrar var sanki, o yüzden sonsuzluğa enerjiyle değil bilmeyerek geçecektir insan; insanlığın sonsuz iyiliği bilgi insanın yakasını bıraktığında ya da bilgiye ihtiyaç duyulmayacak bilgeliğe ulaşıldığında kurulacaktır.

İçine ortaklık koymadığınız bir eylem insan için doyurucu değildir, zemininde ortaklık düşüncesi olmayan bir fikir kapsayıcı ve her adımda tamamlanarak doğrulanıcı biçimde açıklayıcı değildir, içine ortaklık güdüsü koymadığınız bir canlı yaşayabilir değildir ve ortak yapısı olmayan madde varolabilir değildir.

Liste
Yükleniyor…