Selahattin Demirtaş

Katledilen çocukların Uludere Devlet Hastanesi koridorlarında ve odalarında battaniyelere sarılmış mazot kokan cenazelerine tek tek baktım. Çok sayıda cenazenin yerde yan yana dizildiği boş bir hastane odasında birkaç dakika cenazelerle baş başa kaldım. Battaniyeye sarılı ölü çocuklar sanki bana şunları söylediler ve sanki ben gerçekten onları duydum. Dediler ki, “Bizi öldürdüler başkan, geç kaldınız. Biz hep yoksulduk, hep çalışıyorduk. Vatanımızın tel örgülerle bölünmüş iki parçası arasında ticaret için gidip gelmekti tek suçumuz. Vatanımız paramparça, şimdi de biz paramparçayız. Geç kaldınız başkan, geç kaldınız başkan. Biz her zaman yoksulduk, hep öldürülüyorduk. Bak bu sorunları çözemediniz, yine ölen biz olduk. Hoş geldin ama geç kaldınız başkan, geç…” Belki inanmayacaksınız, ama ben bu sözleri duydum. Mahcubiyetle, derin bir kederle Roboskili kardeşlerimin başında ağladım. Bunun hesabını sormak için de bundan sonra katledilmememiz için de elimden gelenin fazlasını yapma sözünü orada o çocuklara verdim.

Elbette ki Suudi topraklarında kutsallarımız var. Elbette ki Hz. Peygamber Efendimiz'in emanetleri var. Fakat o kutsal o topraklardadır diye Suudi Kralı da, altın sarayda oturan da kutsal mıdır kardeşim? İsmi Suudi Kralı diye biz de onu kutsal mı sayacağız? Hiç kusura bakma. 30 karısı var. 60 çocuğu var. 20 milyar dolar serveti var. Allah günahlarını affetsin. Ölmüş diye biz de yas tutacağız, ulusal yas. Kusura bakmayın biz yas tutmuyoruz. Bizim yasımız değil. Kral senin kralın olabilir, ama biz kralını tanımayız.

Hiç tereddüt etmeden Ermeni Soykırımını kabul ediyorum. Milletvekili olmadan önce insan hakları avukatlığı da yaptım tavrım hiç değişmedi. Kürtlerin de rolü olmuştur fakat o dönem siyasi iktidar Talat Paşa iktidarıdır. Emri veren kimse, o dönem İttihat ve Terakki'dir, tarih karşısında hesap vermeleri gereklidir. Osmanlı mirasını en çok devralan bunlardır, AKP hükûmetidir, madem Osmanlı'nın tüm mirasını sahipleniyorsun onu da sahiplenin. Yok sahiplenmiyorsanız elinizdeki tüm kaynakları açın ortak bir araştırma komisyonu kurulsun ve bu acı, bu travma ile de yüzleşilsin.

Yüz yıldır, 1915 yılından bu yana yaşanan İttihat Terakki siyasetinin, o dönemki anlayışın bu topraklara mal ettiği bu onursuzluğu omzumuza yıkmaya çalışıyorlar. Ben merak ediyorum. Özellikle de hükümet ve diğer muhalefet partilerine, siz İttihat ve Terakki'nin başka hangi faaliyetlerini üstleniyorsunuz ki şu Ermeni meselesindeki durumunu omuzlarımıza ve toplumun omzuna yük olarak katıyorsunuz. İttihat Terakki'ye yeri geldiğinde söylemediğiniz laf kalmıyor, yeri geldiğinde "İttihat Terakki anlayışı bu topraklara zulüm getirmiştir" diyorsunuz. Ama, her ne hikmetse mesele Ermeni meselesine geldiğinde Enver'den daha çok Enverci, Talat'tan daha çok Talatçı olabiliyorsunuz. Hayretle karşılıyorum

Peki, bunları nasıl başarıyorlar, halk niye isyan etmiyor? Halk bu kadar zulme rağmen niye isyan etmiyor, kimin eliyle bunu yapıyorlar? Diyanet eliyle yapıyorlar. İşte o susturma işini de diyanet eliyle yapıyorlar. O nedenle diyorum ki, din bunların elinde rehine olmuş rehine. Dini sopa olarak almışlar kafasını kaldırana dinle vuruyorlar. Açlığa isyan edene dinle vuruyorlar, işsizliğe isyan edene, kullandıkları sopa Allah’ın bize gönderdiği din değil yanlış anlamayın devletin hükûmetin dinidir. İslamiyet değil alakası yok. Ben bu nedenle diyanet kalkarsa din özgür olacak diyorum. Dini Seydalardan öğrenin, dini Melelerden öğrenin, gidip camiden öğrenin, ananızdan, babanızdan öğrenin. Diyanet olmasa dinsiz mi kalacağız?

Kardeşlik söylemi sadece dillerindedir. İşte diyor ya ‘Neyiniz eksik daha, sizin neyiniz eksik.’ Söylemde bile ayrımcılık var. Siz, biz. Bize yani Türk olmayanlara ‘siz’ diyor. Oysa biz bu ülkenin hep birlikte sahipleriyiz. Sen bu ülkenin temel halklarına, kültürlerine nasıl ‘siz’ diye hitap edersin? Ülkeyi kendi malları, mülkleri gibi görüyorlar. Biz ülkenin sahibiyiz diyorlar, sizin daha neyiniz eksik? Ben söyleyeyim, çok şükür hiçbir eksiğimiz yok. Çok şükür ki senden yana hiçbir beklentimiz yok. Vicdan olarak, insani değerlere bağlılık olarak senden daha fazlamız var, eksiğimiz yok.

Evladı askerde olan, polis anneleri… Bunların hepsi bizim de evlatlarımız. Anneler babalar bilmelidir. Bu evlatları vatan savunması için ölüme göndermiyorlar, saray savunması için gönderiyorlar. Vatanımız ortak vatansa, hep beraber el ele savunalım. Bunu 1071’de de yaptık, şimdi yine yapalım. Ama kimse şimdi bir partinin çıkarı, hele hele bir kişinin çıkarı için savaşmamızı istemesin. Sizler de ana babasınız, onları bir sarayın çıkarına kurban etmeyelim. Ortada bir vatan sorunu yok, ortada bir sarayın savunulması sorunu var.

Bugüne kadar devletten korkmadan yaşadığınız bir gün, bir saat olmuş mudur? İnsan kendi devletinden korkar mı? Ama 90 yıldır devlet bizi korkutmuş. Devletin en küçük memuru bile, korkutmak üzere inşa edilmiş bir sistem üzerinde duruyor. Bu devlet adil, insan onurunu büyütmek için kurgulanmış bir devlet değil, her dakikamız bu devletten azar işitmek, fırça yemek, ceza yemekle geçiyor. Devlet bunun için kurulmuş bir mekanizma değil ki. Devlet insanın kuludur, kölesidir, hizmetkârıdır. Devlet vatandaşından korkmalı. Vatandaşından, halkından korkmayan devlet otoriter, totaliter, diktatör devlettir, asla demokratik devlet olamaz.

TRT senin kölendir, gece gündüz çalışsın. Sadece iki saat benimle canlı yayına çık... Bunu yapamayacaksan Çankaya'da 76 milyonun Cumhurbaşkanı nasıl olacaksın? Daha iki adayla bir araya gelip Türkiye'nin sorunlarını tartışamayacaksan sen 76 milyonla nasıl diyalog kuracaksın? Sen daha bizimle el sıkışmayı, bizimle selamlaşmayı zulüm sayıyorsan, sen herkesin Cumhurbaşkanı nasıl olacaksın?

Ben “ırka dayalı tek millet olmaz diyorum.” Başbakan ırka dayalı tek milleti savunuyor, bu düpedüz faşizmdir. “Biz paramparça bir toplum, bir millet olalım’ demiyorum. Irka dayalı tek milletin alternatifi demokratik ulustur. Ulusun kendi içinde çok kültürlü, çok etnisiteli, çok inançlı olarak tanımlanmasıdır. Bu birlik üzerine kuruludur. Hiçbir Türk’ün -Müslüman olur, sosyal demokrat olur, sosyalist olur, Kemalist olur- kendi etnisitesinin başkalarına dayatılmasına prim vermemesi lazım. Benim söylediğim budur. Ben birliğe karşı değilim.

Demirtaş sadece Kürt değil. Demirtaş Türk'tür, Ermeni'dir, Alevi'dir, Sünni'dir. Demirtaş Roboski'de katledilendir. Soma'da vahşice öldürülendir. Demirtaş benim soy ismim değil, Karadeniz'de isyan türküleri söyleyendir. Trakya'da bize selam veren çiftçidir Demirtaş. Demirtaş sokakta katledilen kadındır. Demirtaş anaların o sevdalı yüreğidir. Demirtaş gençlerin ışıl ışıl gözleridir.

Liste
Yükleniyor…