- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Rıfat Ilgaz
Kasnağından fırlayan kayışa kaptırdın mı kolunu Alişim! ... Gidenler gitti Alişim, boş kaldı ceketin sağ kolu... ... Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman beklesin mızrabını. sağ yanın yastık ister Alişim sol yanın sevdiğini. Ama kızlar da,emektar sazın gibi, çifte kol ister saracak!
Mizah bir biçemdir. Topluma bakış açısıdır. Mizah şiir, öykü, roman olabilir: Tür değil, biçimdir. Mizacımızdan gelen bir özelliktir, bir çeşnidir. Yazı türleri beceri ister, teknik ister. Bunları sağladın mı başarı tamdır. Mizah ne ister? Mizah insanın mizacından geldiği için bilgi değildir, edinilemez. Teknik de değildir. İnsanın yaradılışında bu özellik varsa mizah başarılı olabilir.
Hangi dilde ağlar çocuklar, Hangi dilde güler. Ağlamak her dilde tek anlamda.. Çince, İngilizce, Türkçe!.. Burnunu çeke çeke ağlamak.. Belki biraz çocukça. Ağlamak, hüngür hüngür, Ağlamak, içini çeke çeke.. İnsanca!…
Bilim yolu, akıl yolu öyle kolayına açılıvermemiş, uzun bir zamanın geçmesi gerekmiştir. Bu gerçeği algılayan din adamları gelişen insan zekasının önüne engeller koyarak kendi varlıklarını sürdürmeye çalışmışlardır.
Dünya savaşıyor hiç durmadan, sıkıntısını biz çekiyoruz. Çay yok, kahve yok! Haydi Seylan çayını gene onlara bırakalım, gözümüz yok ama... Bizim ekmeğimize dokunmasınlar hiç olmazsa!
Mizah diye bir yazı türü yoktur. Yazı türü romandır, öyküdür, köşe yazılarıdır, anılardır. Mektup bile bir yazı türüdür de, mizah bir yazı türü değildir. Tür olsaydı tekniği olurdu.
Yollar kesilmiş alanlar sarılmış Tel örgüler çevirmiş yöreni Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende Benden geçti mi demek istiyorsun Aç iki kolunu iki yanına Korkuluk ol!
FiravunIar tabIetIeri kütüphanede kırdı. HitIer orduIarı Avrupa'da bütün kütüphaneIeri yaktı. Dünya tarihinde iIk kez aydınIarı bir binaya koyup yaktıIar.
İnsanları alabildiğine sevmeyi Bırakmazlar yanına. Böyle çekersin cezasını Üç duvar bir kapı arasında ; Onlardan ayrı Böyle onlardan uzak.
Bırakalım gençliğin devlete sahip çıkmasını! Önce devlet din tacirlerinin, cahil, çıkarcı profesörlerin elinde kalmış gençliğe sahip çıksın!
Çağına yakışır yaşamayı Sevmeyi, düşünmeyi, çalışmayı Kısıtlayan tüm yasaklar Yasalardan değil yalnız, Sözlüklerden bile atılmalı.
Ne sorayım sana Kulak dolgunluğu bellediklerini mi söylersin Uyku sersemliği göz gezdirdiğin kitaptan Aklında kalanları mı?
Ölür mü acılara katlanmasını bilenler, Direnenler tüm kırımlara karşı... Ölmez sevgiden yana olanlar Defneler ölmez!
Namus ne demek sen biliyon mu? Biliyom.Kadınlarda olur. Hadi ordan sen de...Erkeklerde olur.Herkeste olur.
Burnunu çeke çeke ağlamak, Belki biraz çocukça. Ağlamak, hüngür hüngür ağlamak, İçini çeke çeke, İnsanca.
Sen halkın uyanmasını bekliyorsun, oysa o namussuzlar, geceyi uzatmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Kolay değil, yaşamak! Saati geldi mi, can yoldaşım Canını dişine takıp Soluk almak için bile direneceksin!
Kaldır başını kan uykulardan. Böyle yürek böyle atardamar. Atmaz olsun. Ses ol ışık ol yumruk ol.