Bir kere doğduk, bunun iadesi yok, öyle ya da böyle yaşayacağız işte, bir zaman ve mekân sınırı içerisinde. Yaşarken de bize sunulmuş bazı özgürlükler ve kısıtlamalar var. Artık bir kere doğduktan, yaşadıktan sonra, işte o yaşam sırasında ne kadar kendi hayal ettiğiniz, kendi varlığınızla çok da fazla çatışmayacak şekilde bir hayat kurma özgürlüğüne ne kadar sahibiz? Ve bu özgürlük gittikçe azalırsa ve yok olursa o zaman böyle bir sona kendimiz karar verebilir miyiz veremez miyiz? Bunu sorgulamaya değer. Ama herkes yanıtı kendi biricik hayatı adına verebilir.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Pelin Esmer
Sanatın aslında bir şekilde yaşamımız içinde bazı anlara zoom yaptığını düşünüyorum. Zoom’ladığını ve kimi zaman da pause yaptığını. Bir şekilde o akıp giden şeyi bir an için durduruyor. Çünkü aslında sanatçının gerçekten hikâye olarak, kavram olarak çok temel bazı şeyleri var. Bin tane hikâyemiz yok.
Hayat, hep bir çelişkilerle baş etme, hep bir karar verme, seçim yapma zorunluluğunda bırakıyor insanı. Çelişkiler bazen gerçekten çok yorucu ve yıpratıcı olabiliyor. Bir karar vermek gerekiyor hayatta ve o kararı her zaman o kadar kolay veremeyebiliriz ama ciddi bir baskı da var. Çelişkili olmama talebi var reel hayatta. Bu çelişkilerden yorulduğumuz an da kendimizi biraz daha emniyette, daha az sorgulanacak, daha az yargılanacak bir alana almaya çalışıyoruz. Ama o emniyetli köşeler de şu açıdan pek emniyetli değil; orada hiçbir iletişiminiz olmadığı için, insanlardan size, sizden insanlara hiçbir akış olmadığı için de bir nevi hayattaki bağışıklık sisteminiz çökebilir. Aslında o yüzden de sadece mecburen değil belki de o gidiş gelişler. Bir şekilde ne kadar tehlikeli görürseniz görün oraya dahil olmanın size getirdiği bir takım konforlar var. Rahatlamalar var, onay alma ihtiyaçları var.